İnsan ezelden ebede bir ümran yolculuğundadır. Zira hayatını mamur etmekle mükelleftir. Bu sorumluluk ilim, irade ve sanat gerektirir. İlim ve sanatla tesis edilen dünya, insanın iç kişiliğinin dışa yansımasıdır. Her şey; çevre, şehirler ve vatan da bu minvaldedir. Bizler ümran yolculuğumuzda bu keyfiyette nice şehirler kurduğumuz gibi nice kurulmuş şehirleri de yeni bir ruh ve heyecanla tezyin ettik. İşte Konya böyle bir şehir; sadece Selçuklu’nun merkezi değil, ilâhî aşkın terennüm edildiği bir vuslat diyarı olmuştur. Nice yüzyıllar bu ilim, sanat ve aşk dalgaları yeryüzüne yayılmış, nice mustarip kalpler burada dertlerine deva gönüllerine sürur aramışlardır. Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir’de biraz da buna işaret etmez mi? Konya’nın; “Kendini gizleyen, esrarlı bir güzelliği vardır. Bozkır, kendine bir serap çeşnisi vermekten hoşlanır. Konya’ya hangi yoldan girerseniz girin sizi bu serap vehmi karşilar.” Bu serap içerisinde bir tarih yolculuğu sunar size Şehir; bütün birikimiyle ve dünden kalan bütün eserlerin şahitlikleriyle.
Kolay değildir medeniyet kurucu olmak, gölgenin uzandığı her yerin derdiyle dertlenmek gerektirir. Bu dert kimi zaman dilin ve duyguların sanata dönüştüğü zikirlerde ifadesini bulur. Velhasıl arayan aradığını bulur Konya’da. Zira Konya ser mayayı korumuş, bu günlere getirmiştir. Şimdi bu mayayı yeniden çalmak üzere bir dergi yayın hayatına başlıyor.
Her dergi bir okuldur diye bilinir. Daha doğrusu bir okul iddiasında olmalıdır temennisidir bu ifade. Biz de bu iddianın mütevâzi ümitvarları olarak başlı başına bir hüviyet olan Konya’nın A’dan Z’ye bütün değerlerini hem yaşamak, hem yaşatmak, hem de gelecek nesillere envanter bırakmak adına vira Bismillah dedik. Dârülmülk dedik, Konya Büyükşehir Belediyemiz ve onun kıymetli başkanı Uğur İbrahim Altay Beyefendi’nin heyecan ve teşvikleri Dârülmülk’e layık idi. Biz de bu ülkemizin çok kıymetli ilim, fikir, gönül, sanat ve edebiyat adamlarının katkısıyla bu ümit, heyecan ve teşviğe karşılık vermeye gayret ettik.