Page 268 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 268
Konya, Sivas, Tokat ve Amasya olmak Nâsır-ı Sîvâsî, Ulu Ârif Çelebi, Kemâleddin
üzere birçok kentte medreseler açılmış ve Hubeyş-i Tiflîsî, Muhammed-i Râvendî,
dârüşşifa denen hastaneler kurulmuştur. Gâzî el-Malatyavî, İbn-i Bîbî, Ahmed Eflâkî,
Şehirleri birbirine bağlayan yollar üzerinde Kerîmeddin Mahmûd-i Aksarâyî gibi Farsça
hanlar ve kervansaraylar yapılmış; ticarete eser veren, şiirler söyleyip divanlar tertip
ve yol güvenliğine büyük önem verilmiş; eden birçok şair, yazar ve bilim adamı
ulaşım ve ticaret gelişmiştir. Ülkenin pek yetişmiştir. 1
çok yerinde cami, han, kervansaray, imaret, Anadolu’da bu huzurlu ortamı sağlayan,
köprü, çeşme ve medreseler yapılmıştır. yönetim, maliye, eğitim ve diğer işlerde
Anadolu Selçukluları döneminde, yerli halk görev alan birçok devlet adamı yetişmiş;
Türkçe konuşuyor ve Farsça bilmiyor ise de bunlar, ülkenin bekası ve huzuru için
Fars dili ve edebiyatı, özellikle sarayda ve elit çalışmış; idari işler yanında ilme, eğitime, dil
tabakada zirveye çıkmış; sanki ülkenin resmi ve edebiyata büyük destek vermişlerdir.
dili hüviyetini kazanmıştır. Nitekim bu
dönemde Farsça eser vermiş, aynı zamanda
şiir söyleyip divan tertip etmiş birçok Sadr-i Konevî
şair ve yazar yetişmiştir. Bunlar arasında Yazar, Ravzatü’l-küttâb ve Hadîkatü’l-elbâb
I. Gıyâseddin Keyhüsrev, Rükneddin adlı eserinde kendisini Ebûbekir b. ez-Zekî
Süleyman, I. İzzeddin Keykâvus, I. Alâeddin el-Mütetabbib el-Konevî el-mülekkab bi’s-
Keykubad ve Nâsıreddin Berkyâruk Sadr olarak tanıtır. 2
gibi sultanların ve şehzadelerin yanısıra
Mecdeddin Ebîbekr, Emir Kemâleddin Buradan adının Ebûbekir, babasının
Kâmyâr, Şemseddin Muhammed-i İsfehânî, adının Zeki olduğu, Konyalı olduğu, tıp
Nizâmeddin Hurşîd, Nizâmeddin Ahmed-i ilmiyle uğraştığı, Sadr lakabıyla tanındığı
Erzincanî, Erzincan hakimi Alâeddin ve şiirlerinde aynı lakabı mahlas olarak
Davudşah, Şerefeddin Mesûd ve Ferîdun kullandığı anlaşılmaktadır.
b. Ahmed-i Sipehsâlâr gibi vezirler, emirler Yine kendi iafedesinden çocukluk ve
ve devlet adamları da Farsça şiirler söyleyip gençlik yıllarında bazı günlerini Arapça
eserler kaleme almışlar; ayrıca Farsça eser kitapları okumakla geçirdiğini; Arapça
veren şair, yazar ve bilim adamlarını maddî ve Farsça mektuplar yazdığını, önceki
ve mânevî yönden desteklemişlerdir. fazıl şahsiyetlerin şiirlerini, güzel ve nadir
Bu dönemde, Evhadüddin-i Kirmânî, sözlerini okuduğunu, sanat erbabı hocaların
Mevlâna Celâleddin-i Rûmî, Kâniî-yi Tûsî, önünde diz çöküp onların güzel irşatlarını ve
Fahruddin-i Irâkî, Sadreddin-i Konevî, hoş rehberliklerini öğrendiğini ve bu konuda
Sadr-i Konevî, Sultan Veled, Seyf-i Fergânî, tam bir yeterliğe erdiğini; özellikle efendim
1 Girişle ilgili geniş bilgi için bkz. Veyis Değirmençay, Farsça Şiir Söyleyen Osmanlı Şairleri, Erzurum 2013, s. 4-7.
2 Sadr-i Konevî, Ebûbekir b. ez-Zekî el-Mütetabbib el-Konevî, Ravzatü’l-küttâb ve Hadîkatü’l-elbâb (tsh. Mîr Vedûd Seyyid
Yûnisî), Dânişkede-i Edebiyat ve Ulûm-i İnsânî-i Tebriz, Müessese-i Târîh ve Ferheng-i İran, Tebriz 1349 hş. (1970), s. 4-6; Sadr-i
Konevî, Ravzatü’l-küttâb ve Hadîkatü’l-elbâb,(tsh. Ali Sevim), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2011 (İkinci baskı), s. 5-6.
266