Page 165 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 7. Sayı
P. 165

ŞEYH EVHADÜDDİN-İ KİRMÂNÎ

             MENÂKIBINDA SİRÂCEDDİN URMEVÎ                                                           1





             ZİBA HASHEMİ





             Yirmi Dokuzuncu Hikâye         1             Medreseye yerleştikten bir iki gün sonra Şeyh
                                                          [Evhadüddin] ile görüşmeye gittim. Duymuş
             Bu hikâye Kadı Sirâceddin’den-Allah’ın       olduğum vasıflarının bin kat fazlasını şahit
             rahmeti üzerine olsun- nakledilmektedir:     oldum, kendisine olan istek ve inancım yüz
             [Kadı Sirâceddin] şöyle dedi:                misli arttı. Şeyh [Evhadüddin huzurundaki
                                                          kişilere karşı] tarif edilemeyecek kadar nazik
             - Mısır’dan Rûm vilâyetine (Anadolu’ya)      ve edepli davranıyordu. Hülasa muhabbeti
             geldiğimde bütün arzu ve dileğim Şeyh        bana öyle eser etti ki Şeyh’ten bir an dahi
             [Evhadüddin] (r.a.) ile görüşme şerefine nail   uzak kalamıyordum. İstisnasız her gün ikindi
             olmaktı. Sultan Alâeddin Keykubad -Allah     namazından sonra Şeyh’in huzuruna varıyor,
             yüzünü ak etsin- zamanı idi. Mısır’dan ilim   kendisinden istifade ediyordum. İkindi
             ve fazilet ehli bir kimse geldi diye toplantı   namazlarından sonra yakın müritlerinin (ashâb)
             düzenlemişlerdi. Sultan beni izzet ve ikramla   tamamına üç defa özel zikir yaptırmak Şeyh’in
             karşıladı. Ferman ve menşur verilmesi için   âdetiydi. Bunu ben de uyguluyor, akabinde ise
             hangi şehrin kadılığını istediğimi sordu. Benim   okuttuğu ilimler ve aktardığı faydalı bilgilerle
             bütün isteğim ve arzum Şeyh [Evhadüddin]     (fevâid) meşgul oluyordum. [Şeyh Evhadüddin]
             ile görüşmekti. Şeyh ise Malatya’da ikamet   tahkik ettiklerini ve dakik ilimleri anlatarak
             ediyordu. O yüzden Malatya şehri [kadılığına   (takrîr) açıklar (beyân), gece olunca da ben
             talip olduğumu] söyledim.
                                                          medreseme dönerdim.
             Sultan “Sana daha büyük makamlara, daha büyük   Medresede, filozof (hakîm) olarak bilinen
             şehirlere lâyıksın. Küçük bir şehir olmasına   Cemâleddin el-Vâsitî adlı bir şahıs vardı.
             rağmen neden Malatya ile yetindin?” diye sordu.   Astroloji (hey’et), geometri (Uklîdis), mantık,
             Ben de “Benim arzu ve dileğim Şeyh Evhadüddin   felsefe, astronomi (nücûm) ve matematik
             ile görüşmektir. Kendisi Malatya’da ikamet   (riyâzî) ilimlerine gayet vakıftı. Medresede
             ettiği için ben de o şehri seçtim.” şeklinde cevap   olduğu için hergün çeşitli konuları tartışırdık.
             verdim. [Böylece Malatya kadılığına atandığıma   Bir gün bana, “Hergün ikindi namazından
             dair] ferman ve menşur verildi. Malatya’ya varıp   sonra nereye gidiyorsun?” diye sordu. Ben de
             Cuma Mescidi karşısında bulunan medreseye    Şeyh [Evhadüddin]’in yaşam tarzından, yüce
             yerleştim; zira medresedeki öğretim [vazifesi] de   hasletlerinden, makam ve mevkiinden, fazilet
             bana verilmişti.
                                                          ve ilminden bahsettim. Adamın canı çok

             1 Çeviride kullanılan Farsça metin: Menâkıb-ı Şeyh Evhadüddin-i Kirmânî, nşr. Bediüzzeman Firuzenfer (Tahran: Bongâh-i Tercüme ve

             Neşr-i Kitab, 1347), 91-95.




                                                        163
   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170