SELÇUKLU BAŞKENTİNİN İLK ULU MÂBEDİ OLAN ALÂEDDİN CAMİİ VE YAPIMINDA İMZASI BULUNAN SELÇUKLU SULTANLARI
Konya’nın Selçuklu Kültür ve Sanat Ortamı: Selçuklu başkenti Konya’nın ilk ulu mabedi olan lâeddin Camii’nin mimarisini, yapımında imzası bulunan sultanları ve buna bağlı olarak geçirdiği nşa aşamalarını daha iyi yorumlayabilmek için önce Anadolu’nun Selçuklu kültür ve sanat ortamını anımak, sonra da temsil merkezini bilmek gerekir. Başkent olması nedeniyle bu kültür ortamının en iyi yaşandığı ve zengin sanat eserleriyle en anlamlı şekilde temsil edildiği merkez şüphesiz ki Konya’dır. Bu temsil merkezini A. Hamdi Tanpınar “Beş Şehir” kitabında çok güzel ifade etmiş, Konya gecelerinin yıldızlı parıltısını Alâeddin Keykubad’ın altın kakmalı, sırma işlemeli saltanat çadırına benzetmiştir. Üstat, “Bozkırın tam çocuğu” olarak nitelediği ve “Bir başkent daima başkenttir” cümlesiyle değerlendirdiği Konya’dan bahsederken Selçuklu yapılarıyla ilgili gözlem ve düşüncelerini de aktarmıştır. Örneğin İnce Minareli Medrese’nin önemine değinirken, yazı ve süslemeler için: “Bu emsalsiz taş işçiliği bazen de heykel zevkinin yerine kitap sahifesini yahut kitap gibi dokunmuş kilim ya da şalı koyuyordu… Sahip Ata’nın yaptırdığı İnce Minareli’nin cephesi tiftikten dokunmuş bir sultan çadırına benzer” diyerek kapısı önünde Kur’an-ı Kerim’in iki suresini o kadar sanatlı bir gerdanlık yapan taş dekorasyona şaşırmakta: “Allah’ın kelâmının büyüklüğü önünde insan talihinin bîçâreliğini anlamak ister gibi mütevâzî açılan asıl giriş yerini çevreleyen bu kapı bütünü nevi’nin hemen hemen yegânesidir” sözleriyle üstatlığına yakışır bir değerlendirme ve yorumla sanatkârına da anlamlı bir gönderme yapmakta, diğer eserler için de benzer ifadeler kullanmaktadır.
Devamını okumak için
tıklayınız.