Page 46 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 46
teslimine kadar bu yapım işleri adım adım Bir Âşık
takip edilmiş ve bir tür fotoğraflarla bir Memedâ’mız
kentsel dönüşümün hikâyesi yazılmıştır. Vardı
Mahallemizin
Marşı da Olan Bir Cadde meşhurlarını sayarken
en başa onun
Yaşımız biraz ilerlemişti. Artık at arabası, adını koyacağımız
kağnı ve bisikletten başka ulaşım aracının için birkaç cümle
geçmediği caddemize yalnız başımıza ile marşımızı
çıkmaya hak kazandığımız yaşlarımızda tanıtıverelim. Çalışma
yılda birkaç gece de olsa bizleri rahatlatan alanlarımızdan biri
sözleri kapımızın önünde işitmek hoşumuza de âşık edebiyatı
gidiyordu. Tabii bu çocukça bir hoşa gitmeydi. olunca, üstelik bu
Evimizin sövesi ile Abdullah Efendi Amcaların alanda birkaç da
köşesi arasında gerilen bir ipe bağlanan kitap yayımlamışsak
onlarca fenerden alınan keyfin kaçmaması için Memedâ’nın da özel
ha bire maşımızı söylerdik. Elbette tarihte bir yeri olacaktı.
belki örneği görülmeyen bu marş da neyin nesi İşte size onu
idi acaba? Önce marşımızı bir hatırlayıverelim: etraflıca tanıtan ilk Konyalı Aşık
Çaybaşı’nın uşakları, yazılarımızdan biri: Mehmet
Belindedir kuşakları, “Konyalı Âşık Mehmet Yakıcı I”, Halk Kültürü
Şaka maka dinlemez (İstanbul), (2), 1985, 65-81.
Çeker kanlı bıçakları.
Memedâ okuryazar değildi. Birkaç okulda,
Kimdi bu sözlerin sahibi? Eskiden kalma sonradan adı yardımcı hizmetler sınıfı olarak
bir kulağı kesik mi söylemiş? Kim? Bizim güzelleştirilen bir işte çalışırdı. Rahmetli
oralarda ona daima Âşık Memedâ (Mehmet babam hattat hafız Mehmet Sakaoğlu
Ağa / Yakıcı) derlerdi. Konya’mızın ünlü halk (1902-1975) ile de sıkı bir dostlukları vardı.
şairlerinin başında gelen bir büyüğümüz idi. Gerek o, gerek ağabeyim Hasan Sakaoğlu
1879 yılında Sedirler/Sadırlar Mahallesi’nde (1923-15 Mayıs 2019) ne zaman bir Memedâ
doğmuş, 25-26 Ocak 1950 gecesi de yine orada konusu açılsa hatıralarını anlatırlardı. O, yaz
vefat etmiştir. Ancak, filmlere konu olacak gecelerinde kafasında tasarladığı şiirlerini
bir hayat hikâyesi olan bu âşığımızın yazlık sabah çarşıya giderken bizim eve uğrarmış.
ki biz Konyalılar bağ/ bağ evi deriz, bizim Kapının şapşabına birkaç defa vurduktan
mahallemizin sınırları içinde idi. Her yazlıkçı sonra, kendine has sesiyle sesleniverirmiş:
gibi onun ailesi de göç zamanı gelince daha
çok bir at arabası ile en gerekli eşyalarını oraya “Hâfııızzz…”
taşırlardı. Bizim evde hayat erken başladığı için hemen
gelenin kim olduğu anlaşılır ve misafirimiz bahçe
çıkışındaki yazlık odaya buyur edilirmiş. Tabii
45