Page 50 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 50
Ancak ben, belki de hoca oğlu olduğum için
olsa gerek, biraz daha fazla giderdim. Çünkü
bir iş için bir yerlere birilerinin koşuşturması
gerekirse o kişi ben olacaktım. Bunun tatlı
bir sonucu olarak da, komşularımızın nerelere
kadar gittiklerini öğrenmiş olmamdır.
Mesela, Baruthane Caddesi üzerinde
bulunan Yolcuoğlu Mescidi’nden sonra bir
iki kapı kadar gidilir ve dönülürdü. Mescidin
kıblesindeki Kosova Sokağı’na hiç girilmez,
karşısındaki Şair Ceylani Sokağı’nda ise
karşılıklı olarak beşer onar ev ziyaret edilirdi.
Ev dolaşması işini şöylece noktalayabiliriz.
Dört yol ağzından Paşalı Köprü’ye doğru
gidilir, Halim Coşkun’un evlerinin oralardan
dönülürdü. O yıllarda bu yolun son
bölümünün üzerinde daha çok Botsalılar
yaşardı. Derken dört yol ağzına dönülür, Bir öğle vaktini düşününüz. Artık yemek saati
Maraş Caddesi’ne geçilirdi. Burada ise gelmiştir. Veya siz bu vakti akşam yemeği Çıkartmalı ev
Hayrullah’ın Parselleri’ne kadar gidilirdi. olarak da değiştirebilirsiniz. Belki daha yer
Çünkü bizim dönüş noktalarımız komşu sofrasına tam olarak bile oturmamışsınızdır.
mahallelerin sınırını oluşturuyordu. O yıllarda Derken sokak kapınız yine o bilinen şapşap
Abdürreşit Caddesi üzerinde hemen hemen sesiyle sizi uyarmaktadır. Gelen Abdullah
hiç ev yoktu. Var olan bir iki eve ise, Çaybaşı Efendi’nin hanımı Saliha Abla’dır. Oldukça
ve Abdürreşit Caddeleri’ni bağlayan Şeyh Vefa yaşlıdır ama elindeki tabakta veya nalbekide
Sokağı’nın sonundan devam edilirdi. Aslında (küçük tabak) birkaç domates veya salatalık,
mevsim kış ise oradaki yazlıkçılar da zaten mevsimine göre kabını dolduracak kadar
gelmemişlerdi.
kayısı…
Artık biz bu güzel gelişlere alışmıştık. Saliha
Mahallede Komşuluk Abla, evlerinin arkasındaki avarlardan veya
ağaçlardan elde ettiği ilk ürünlerden bizim
Mahallemizin komşuluk ilişkilerine gelince…
Bu ilişkiler âdeta bizleri kalabalık bir aile de tatmamızı istemektedir. Ve bu anlamlı
hâline getiriyordu. Komşuların tasa ve tabak veya nalbeki, onu karşılamaya gelen
sevinçleri hemen paylaşılır, gerekenleri ne aile bireyimize özel bir cümle ve ses tonuyla
ise o yapılırdı. Hayatın bu farklı olaylarıyla verilirdi:
ilgili olarak vereceğimiz bir iki örnek, âdeta “Baççemizin mahsülâtı…”
günümüzde Kaf Dağı’ndaki Anka Kuşu’nu Evet, artık mahallemizin turfandaları gün yüzüne
hatırlatmaktadır. Var mı, yok mu, belli çıkmaya başlamıştır, Elbette bu tür dayanışma
olmayan Anka Kuşu’nu…
49