Page 212 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 212
ettikten sonra bazı meşâyihin hizmetinde Çakmak da sultan olduğunda Kudüs’te
bulunduğunu, daha sonra ise kendisine kendisi için bir zâviye tahsis edeceği
intisab edip birlikte Kudüs’ten Horasan’a sözünü verdi. Ancak tahta geçmesine
gittiklerini, sülûkünü tamamlaması üzerine rağmen verdiği sözü yerine getirmedi.
de memleketine dönerek kendisine Bu tavra kırılan Kudsî de dervişleriyle
bağlananlara tövbe ettirme, “La ilahe birlikte Kahire’den ayırlarak Şam’a geldi.
illallah” zikrini telkin ve hırka giydirme Bu yolculuğu hangi tarihte gerçekleştirdiği
konusunda izin verdiğini söylemektedir. bilinmemekle birlikte 851 (1447) senesinde
Ayrıca şeriat ve tarikatin kurallarına ihvânı ile birlikte Şam’da bir mescitte
uymasını, zühdü tercih etmesini, insanlara halvette iken bazı zâhir ulemâsının
karşı ne son derece yumuşak ve ne de sert kendilerini sürekli rahatsız etmeleri
davranmamasını ve her şeyden yüz çevirerek üzerine aynı tarihte 851 Şevval (Aralık 1447)
sadece Allah’a tevekkül etmesini tavsiye Anadolu’ya doğru ikinci kez yola çıktı.
etmiştir.
825 (1422) senesinde Hâfî ile Kudüs’ten Kudsî’nin Konya’ya Gelişi ve
ayrılan Abdüllatif, Horasan ve civarında Konevî Zâviyesine Yerleşmesi
yaklaşık üç yıl kaldıktan sonra 828’de (1425)
icazetle doğduğu yer olan Kudüs’e döndü. Haddizâtında Kudsî Şam’da iken Anadolu’ya
Bir müddet Kudüs’te kaldıktan sonra gelmek gibi bir düşüncesinin bulunmadığını
Anadolu’ya gitti. Burada bulunduğu süre ve seyahat için de hazırlıklarının olmadığını
zarfında, devlet ricâli başta olmak üzere ancak halvette bulunduğu sırada gaybten
pek çok kimse, sohbetini dinlemek için “Benim ve kendin için azıklan ve Rum’a git.”
kendisini ziyaret etmiştir. Nitekim kaynaklar diye ilâhî bir emir işittiğini belirtmektedir.
onu ziyaret etmek isteyenler arasında Bu emir üzerine kısa sürede hazırlıklarını
Sultan II. Murad’ın da bulunduğunu fakat tamamlayarak Anadolu’ya doğru yolculuğa
şeyhin sultanla buluşmaktan kaçındığını ve çıkan Kudsî, Zilkâde 851’de (Ocak 1448)
Anadolu’da üç yıl kaldıktan sonra tekrar Konya’ya ulaştı. Kendi ifadesine göre
Kudüs’e döndüğünü belirtmektedir. Bu sırasıyla Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî,
bilgiler Abdüllatif-i Kudsî’nin muhtemelen Sadreddin-i Konevî ve Şemseddin-i
Bursa üzerinden Edirne’ye kadar gittiğini Tebrizî’nin kabirlerini ziyaret eden şeyh, bu
göstermektedir. ziyaretleri sırasında hissettiklerini şöyle dile
getirmiştir:
Anadolu’ya olan ilk seyahatinin ardından
doğduğu şehre yeniden dönen Kudsî, bir Mevlânâ Celâleddin-i Belhî’nin türbesini
müddet sonra Kahire’ye doğru yola çıktı ziyaret ettiğim zaman kendimi üryan halde
ve irşad halkası oluşturabilmek maksadıyla gördüm. Sonra Şeyh Sadreddin-i Konevî’yi
şehre yerleşti. Burada iken Memlüklü ziyaret ettim. Mübarek kabirlerinin üstü
şehzâdesi Meliküzzahir Çakmak’la yakın ağaçtan çadır şeklinde yapılmış bir şebeke
dostluk kurdu ve bir sohbeti esnasında ile kapatılmıştı. Ziyaretimde beni eteğimden
ona Memlük sultanı olacağını müjdeledi. tutup bu şebekenin arkasındaki mezara
210