Page 9 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 1. Sayı
P. 9
DÂRÜLMÜLK KONYA
SADETTİN ÖKTEN
Bizim kadim ve özgün medeniyetimiz İslâm bağımsızdır. İlkeden sonra kural ya da norm
Medeniyeti’dir. Bu hüküm bugün de hâlâ gelir. Kural veya norm zamana ve mekâna
gerçekliğini muhafaza ediyor. Zihnimizde ve göre değişiyor. İnşa edilen şehirde biz önce
gönlümüzde İslâm Medeniyeti’nin esaslarına normu ya da kuralı görürüz. Orada soyutlama
göre bir hayat tarzı tasavvur ediyoruz ve buna suretiyle ilkeye ve değere gittiğimizde bütün
kısaca medeniyet tasavvurumuz diyoruz. coğrafyalarda ve dönemlerde aynı değişmez
Ancak bugün içinde yaşadığımız şehirler yapıyla karşılaşıyoruz. Müşahhas bir
hâlihazırdaki yapılarıyla İslâm Medeniyet örnek verirsek, İslâm şehrinin merkezinde
Tasavvuru’nun kendine mahsus şehirleridirler. medeniyet değerinin zirvesinde yer alan bir
Bunlar modernitenin şehir şablonunun temsil öğesi, yani mescit bulunur. Bu mescit,
ibtidâî örnekleridir. Toplumda modernitenin anlamı ve işlevi itibarıyla bugün modernitenin
değerler sistemi bir kabul görmediği daracık bir alana sıkıştırdığı mescit değildir.
için, bu sisteme göre şehir inşa etmemiz Hayatın bütün cephelerine hitap eden ve
mümkün olmamaktadır. İslâm Medeniyet bütün işlevlerini içinde barındıran, mânevî
Tasavvuru’nun ortaya koyduğu simge şehir ve maddî boyutu olan simgesel bir yapıdır.
Medine’dir. Bu şehrin İslâm Medeniyeti Medine’deki ilk yapı olan Peygamber
ile beraber nasıl biçimlenip ortaya çıktığı Mescidi, İslâm tarihi boyunca takip
kaynaklarda ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. edildiğinde, farklı evreleri geçirerek Osmanlı
Hazreti Peygamber zamanından sonra gelen Külliyeleri’ne kadar gelmiştir. İlk Peygamber
toplumlar da kendilerine ait kadim şehirleri Mescidi’nin yapısal olarak mütevâzî ve
Medine’yi örnek alarak kurmuşlardır. Veya çok sade haline bakarak onu, Süleymaniye
bir şekilde sahip oldukları kadim bir şehri Külliyesi ile sadece maddî boyut itibariyle
Medine örneğine göre dönüştürmüşlerdir. mukayese ettiğinizde, arada hiçbir benzerlik
Modernite bir İslâm şehri olmadığından söz ve irtibat göremezsiniz. Çünkü normda
açar. Bunun için farklı coğrafyalarda çok ya da kuralda kalmışsınızdır. Buna karşılık
farklı biçimsel kuruluşları gündeme getirir ve ilkeye ve değere doğru yola çıktığınızda
bunlar arasında bir birlik ve üslûp bütünlüğü Peygamber Mescidi’nin ihtişamı karşısında,
olmadığını söyler. Bu sathi bir görüştür. Süleymaniye’nin hürmet ve tevâzu ile kendi
Bireyin ya da toplumun bütün irâdî eylemleri köşesinde küçücük bir yer işgal ettiğini
şu safhalardan sonra ortaya çıkıyor. Önce görürsünüz. İslâm Medeniyet Tasavvuru’nun
inanılan, benimsenen ve hayatın merkezine şehri hem fiziksel yapısıyla, hem de içindeki
konan bir değer vardır. Bu değer soyuttur. hayat tarzı itibariyle Peygamber Mescidi’nin
Bu değere dayanan bir ilke üretilir. İlke değerlerinden intişar eder. Bir feyiz ve
de soyuttur, yani zamandan ve mekândan bereketle aynı zamanda işlevle kurulmuştur.
İ. Keribar