Page 23 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 23
KONEVÎ’NİN BABASI, SULTANLARIN HOCASI,
ALİMLERİN ŞEYHİ, DÜNYANIN GÖZBEBEĞİ:
ŞEYH MECDÜDDİN İSHAK
HAŞİM ŞAHİN
İslâm medeniyetinin en önemli yayıcı ve elbette sadece siyasî bir güç elde etme gayreti
pekiştirici unsurlarından birisi olan tasavvuf olarak görmek eksik ve yanlı bir tavır olur.
kurumu ve bu kurumun başlıca temsilcileri İktidar-sûfî çevre ilişkilerinin seyrinde, Allah
olan şeyh ve dervişler bilhassa tarikatlaşma rızasını kazanma, devlet yönetiminde sultana
sürecinden itibaren iktidar mensupları nasihat ederek toplumsal huzuru sağlama
ile yakın ilişkiler kurmuşlardır. Sûfîlerin gibi pratik amaçlı ve karşılıklı çıkar ilişkisi
Karahanlılar devrinden itibaren müslüman güdülmeyen bir anlayışın etkili olduğu bazı
olan Türk toplulukları içerisinde hatırı örneklerle de sabittir. Bununla birlikte, bu
sayılır bir konuma ve nüfuza sahip oldukları yakınlaşma zaman zaman tabii olarak siyasî
mâlumdur. Selçuklular, Türkiye Selçukluları, iktidara yakın olup kendi tarikatına yahut
Beylikler ve nihayet Osmanlılar, sultanlar yandaşlarına güç ve itibar kazandırma amacı
ve sûfîlerin genel itibarıyla büyük bir uyum da taşıyabilmektedir. Bu da o dönemin
içerisinde hareket ettikleri, birlikte bir şartları göz önüne alındığında çok olağan
medeniyete omuz verdikleri bir devrenin bir durumdur. Bu ilişkinin seyrini, şeklini
temsilcileri olma özelliğine de sahiplerdir. ve mahiyetini kaynaklarda somut bilgiler
Sûfîler Türkiye Selçukluları zamanında da olmadığı müddetçe, kesin ve objektif bir
iktidar mensuplarının desteğini almışlar, şekilde ortaya koyabilmek pek de mümkün
kendileri de yetiştirdikleri talebeleri, değildir. Kesin olarak bilinen ise Tuğrul Bey’in,
yazdıkları eserleri, Sultanlar nezdindeki Baba Tahir’den devlet kurmak için hayır
konumları, diplomatik ilişkilerde üstlendikleri duası aldığına dair anlatılan rivayetle başlayan
görevlerle bu devletin siyasî ve kültürel geleneğin, Osman-ı Gazi ile Şeyh Edebalı
tarihine katkı sunmuşlardır. arasındaki akrabalık ilişkisine kadar uzanan
seyrinde hemen her dönemde sûfîlerle devlet
İktidarın gücü, hangi tarikata yahut düşünce
yapısına mensup olurlarsa olsunlar pek çok yöneticilerinin yakın ilişkiler içerisine girmiş
mutasavvıf için cezbedici bir durumdur. oldukları gerçeğidir.
Hemen her dönemde sûfîler, iktidar İktidar-sûfî çevre ilişkilerine iktidar
sahiplerine yakın olmaya gayret etmişler, buna cephesinden bakıldığında da aynı ikilemle
karşın sultanlar da dervişlerin hitap ettikleri karşılaşılmaktadır. İktidar sahipleri, bazen
geniş halk kitlelerine daha kolay ve rahat siyasî konumlarını daha da güçlendirmek,
ulaşabilmek amacıyla sûfîlerin bu nüfuzundan bazen de mânevî bakımdan onlardan
istifade etmek istemişlerdir. Bu yakınlaşmayı yardım almak gayesiyle sûfîlere yakınlık
Sadreddin-i Konevî Cami mihrabı.
21