Page 13 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 13
Filistin’e göçü için Osmanlı Devleti’nden izin
talep ediliyor. Bu gerçekleşmeyince ikinci
girişim Sultan ll. Abdülhamid’in saltanatının
başlarında Laurence Oliphant isimli bir İngiliz
siyasetçi tarafından başlatılıyor. Osmanlı Devleti
buna da izin vermediği gibi 1883 tarihli arazi
kanunnamesi ile bölgede Yahudilere toprak
satışını yasaklıyor. Nihayet 1890’larda gündeme
getirilen yine sonuç alamadıkları bir Thehedore
Herzl girişimi de var. Ne var ki Protestan
İngilizlerin bu kararlılığı sona ermeyecek ve
Birinci Dünya Savaşı’nın sıcak günlerinde çok
ihtiyaç duydukları Yahudi desteği için 1917’de
Filistin’de bir Yahudi devleti taahhütlerini
dünyaya ilân edeceklerdir. İşte Filistin’in
günümüze uzanan mahzun kaderi de bu andan
sonra başladı. İngiliz mandası altına alınan
Filistin’e Avrupa’nın her yerinden yoğun bir
Yahudi göçü gerçekleşti ve 1947’de kehanetin
devleti kuruldu.
Bugün bu tuzağa düşen İsrail, Tevrat’ın
On Emrini de sızlatan vahşet uygulamaları
ile bir kez daha ihanete uğradığında yeni
Selahattinlere, Beyazıtlara hangi yüzle
sığınabileceklerini hiç düşünmemişçesine
savunmasız masumlara ölüm kusuyor. Bir kez
daha hatırlamakta fayda var: Bir gün onlar
gidecek. Bir hatırlatma da kendimize: Ülkeler
ordularla kurulur fakat ilim, kültür ve sanatla
korunurlar. Yaşanılan çaresizliğin baş sebebi bu
değil midir?
olması ve Süleyman Mabedi’nin yeniden inşa
edilmesidir.
Bu anlayış Avrupa’da ve daha sonra da
Amerika’da yaygınlık kazandıkça hemen
projeler geliştirilmeye başlanıyor. İlk adım
bilinenin aksine 1840’da atılıyor ve Yahudilerin
12