Page 18 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 18

Âdeme Helvayı Döğe Döğe Yedi-               ve kırmızı sahtiyanı ile keçe üretiminde de
                 rirler!                                     Konya’nın Osmanlı Türkiyesi’nin önemli
                                                             üretim merkezlerinden biri olduğu anlaşılır.
                 Konya mutfağının kendine muhsus birkaç
                 unsurundan bahsetmiştir. Helva bunlardan    Elbette bu karşılaştırmalar bile en iyiler
                 biridir. “Konya’da Âdeme helvayı döğerek    arasında olup ‘daha iyi’nin yanında ‘iyi’nin
                 yedirirler’ deyü meşhûrdur (III, 13b) ifadesi,   değerini azaltmak amacı taşımaz. Biraz da
                 onun Konyalılardan naklettiği bir cümledir   seyyahın ne kadar çok gezip gördüğünü ifa-
                 ve Çelebi bahsetmese de Nasreddin Hoca’ya   de için bir övünme aracı gibidir.
                 isnat edilen bir fıkraya dayanır:           17. yüzyıl Konya’sı elbette Evliya Çelebi’nin

                 “Nasreddin Hoca, Konya’ya gittiğinde bir    anlattıklarından daha fazla şeye sahipti. At
                 helvacı dükkânına girer. Etrafına hiç bak-  üzerinde ve umumiyetle bir görevle yolculuk
                 madan tezgâha yanaşıp ‘Bismillah’ diyerek   eden bir seyyahın yazdıklarını parça parça
                 aralıksız helva yemeye koyulur. Helvacı: ‘Be   notlar olarak görmek gerekiyor. Bu notların
                 adam! Okkasız, kantarsız, parasız pulsuz    bir kısmının başka bir kaynağı olmaması
                 Ümmet-i Muhammed’in helvasını ne hakla      onları eşsiz bilgiler haline getiriyor. Konya
                 yiyorsun?’ diye Hoca’yı dövmeye başlayınca,   ağzına dair verdiği iki cümle örneği böyledir.
                 Hoca: ‘Bu Konyalılar ne iyi adamlardır; hel-  Keşke Evliya Çelebi Konya’ya birkaç defa
                 vayı adama döve döve yedirirler.’ demiş.”   gitmiş olsaydı. O zaman 17. yüzyıl Konya’sı
                                                             hakkındaki bilgilerimiz çok daha zengin ve
                 Evliya asıl gördüğü mesire yerlerini bilhas-  muhakkak çok daha keyifli olurdu.
                 sa Konya’nın Meram’ı ile karşılaştırır ve
                 Meram’ı daima daha güzel bulursa başka
                 unsurları da karşılaştırır ve bu konuda gayet
                 objektif davranır. Mesela helva konusunda
                 Konya’nın helvasını övmekle birlikte Gü-
                 zelhisar, yani Aydın’ın helvasını daha çok
                 beğenmiştir: “Hakîkatü›l-hâl bu şehirde [Ay-
                 dın’da] bişen helvâyı gûnâ-gûn Konya’da ve
                 Şâm’da ve Mısır’da ve Basra’da bişmez... her
                 bâr ter ü tâze mümessek helvâlar tabh eder-
                 ler kim Âl-i Osmân helvâhânesinde bişmek
                 ihtimâli yokdur.” (IX, Y 76b).

                 İran seyahatinde Kum şehri anlatılırken de
                 benzer bir karşılaştırmaya rastlarız: “İllâ
                 hulviyyâtı Basra helvâsından ve Konya zül-
                 biyyâtından terdir ve latîf ü mümessekdir.”
                 (IV, 321a).

                 Yine Meram’da yetişen mavi ve sarı renkli
                 bir cins çiçeğin katılmasıyla elde edilen sarı








                                                            17
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23