Page 108 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 108
SELÇUKLU BAŞKENTİNİN İLK ULU
MÂBEDİ OLAN ALÂEDDİN CAMİİ
VE YAPIMINDA İMZASI BULUNAN
SELÇUKLU SULTANLARI
YAŞAR ERDEMİR
Giriş kitap sahifesini yahut kitap gibi dokunmuş
kilim ya da şalı koyuyordu… Sahip Ata’nın
a. Konya’nın Selçuklu Kültür ve Sanat yaptırdığı İnce Minareli’nin cephesi tiftikten
Ortamı: Selçuklu başkenti Konya’nın ilk ulu dokunmuş bir sultan çadırına benzer”
mabedi olan Alâeddin Camii’nin mimarisini, diyerek kapısı önünde Kur’an-ı Kerim’in
yapımında imzası bulunan sultanları ve buna iki suresini o kadar sanatlı bir gerdanlık
bağlı olarak geçirdiği inşa aşamalarını daha yapan taş dekorasyona şaşırmakta: “Allah’ın
iyi yorumlayabilmek için önce Anadolu’nun kelâmının büyüklüğü önünde insan talihinin
Selçuklu kültür ve sanat ortamını tanımak, bîçâreliğini anlamak ister gibi mütevâzî açılan
sonra da temsil merkezini bilmek gerekir. asıl giriş yerini çevreleyen bu kapı bütünü
Başkent olması nedeniyle bu kültür ortamının nevi’nin hemen hemen yegânesidir” sözleriyle
en iyi yaşandığı ve zengin sanat eserleriyle üstatlığına yakışır bir değerlendirme ve
en anlamlı şekilde temsil edildiği merkez yorumla sanatkârına da anlamlı bir gönderme
şüphesiz ki Konya’dır. Bu temsil merkezini A. yapmakta, diğer eserler için de benzer ifadeler
Hamdi Tanpınar “Beş Şehir” kitabında çok kullanmaktadır.
1
güzel ifade etmiş, Konya gecelerinin yıldızlı
parıltısını Alâeddin Keykubad’ın altın kakmalı, Anadolu’nun en eski kentlerinden olduğu ve
sırma işlemeli saltanat çadırına benzetmiştir. binlerce yıllık bir geçmişi bulunduğu kazı,
Üstat, “Bozkırın tam çocuğu” olarak araştırma ve belgelerle kanıtlanan bu kutlu
nitelediği ve “Bir başkent daima başkenttir” şehir, şüphesiz ki en parlak ve şaşaalı dönemini
cümlesiyle değerlendirdiği Konya’dan Türklerle beraber yaşamış, siyâsî başkent
bahsederken Selçuklu yapılarıyla ilgili gözlem olmanın yanında aynı zamanda bir kültür ve
ve düşüncelerini de aktarmıştır. Örneğin İnce medeniyet başkenti olmuştur. Bunun en bariz
Minareli Medrese’nin önemine değinirken, göstergeleri olan âbidelerimiz bir taraftan
yazı ve süslemeler için: “Bu emsalsiz taş cadde, sokak ve meydanları taçlandırarak,
işçiliği bazen de heykel zevkinin yerine mimarilerini tamamlayan taş, tuğla, çini, alçı,
ahşap v.b. gibi süsleme elemanlarıyla sanat
şaheserlerine dönüşürken, diğer taraftan
1 A.H.Tanpınar, Beş Şehir, Ankara, 1999, s. 140–169.
107