Page 15 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 15

kısmında İsa olarak verilmiştir. Ne hazindir
             ki ahşap cami kapısı bünyesindeki kitabeler
             1996 yılında çalınarak yurt dışına çıkarılmış,
             daha sonra gerekli girişimler sonucunda
             2000 yılında Türkiye’ye getirilerek önce
             Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde
             sergilenmiş, bir süre sonra da Konya Sahip
             Ata Müzesi’ne nakledilmiştir. Türlü maceralar
             yaşayan cami kapısı, başına yeni bir bela
             açılmaması adına 2004 yılında sökülerek
             yerine bire bir aynısı şeklinde Avrupa
             meşesinden imal edilmiş imitasyonu monte
             edilmiştir.
             Taçkapıdan içeriye girildiğinde fîrûze ve
             mor renkli çinilerle kaplı ara bir mekân daha
             karşımıza çıkmaktadır. Bu boşluktan sonra
             Anadolu’da Türk çini sanatının en nadide
             örneklerinden birini teşkil eden sırlı tuğla ve
             mozaik çinilerle bezenmiş görkemli bir ikinci
             taçkapı mevcuttur. Caminin harimine yani iç
             mekânına geçişi sağlayan bu geçidin yüzeyi   yapımına sahip sanatsal özellikleridir. Caminin   Çinili Kapı (Eşrefoğlu
             Selçuklu üslubunda patlıcan moru ve fîrûze   dış cephelerinde güzeltaş mimarisi, çarpık cephe   Camii’nin taç kapıdan
             çinilerle kaplı olduğu için Çinili Kapı olarak   yapısı, taç kapısı, kitabeleri ve minaresindeki tuğla   sonra karşımıza çıkan
             da adlandırılmıştır. Kapı, bu özelliğiyle Türk   işçiliği göze çarparken, binanın iç mekânına   çinili kapı)
             çinicilik sanatının güzide örneklerindendir.   girildiğinde durum biraz değişmektedir. Şöyle
             Söz konusu bu kapının üstünde çinilerle      ki içeride ziyaretçilerin karşısına yine ahşap
             süslenmiş olarak caminin yapılış tarihini    işçilik çıkmakla birlikte bu defa farklı sanat
             belgeleyen tek satırlık Arapça bir kitabe var   değerleri olarak çinicilik, kalem süslemeleri,
             olup Selçuklu sülüsü ile yazılmıştır. Burada   sırlı tuğlalar, sultan mahfili, müezzin mahfili,
             camiyi yaptıran Eşrefoğlu Süleyman Bey’in adı   çilehâne, iç avlu (karlık), itikâf mahalleri,
             zikredilmiş ve eserin 1299 yılında bitirildiğini   çinili geçit (iç kapı), dehlizler, alçı kullanımı,
             gösteren bir tarih düşülmüştür.              kündekâri tekniği ile yapılmış minber, kargir
                                                          kubbe gibi birçok özellik göze çarpmaktadır.
                                                          Bu bakımlardan şunu söylemek mümkündür
             Taş, Ahşap, Çini, Tuğla ve                   ki Eşrefoğlu Camii’nden başka bu kadar
             Süslemelerin Kucaklaştığı İç Mekân           mimari ve sanat tekniğinin ve özelliğinin
                                                          bir arada bulunduğu başka bir Selçuklu-
             Selçuklu ve Beylikler mirası Eşrefoğlu       Beylikler dönemi eseri bulabilmek zordur.
             Camii’nin aslında en ilgi çekici yanı, iç mekânı   Diğer bir deyişle Eşrefoğlu Camii, kendisiyle
             ve onu oluşturan unsurlarının yüksek teknik








                                                        13
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20