Page 53 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 53
övücü, onların en namuslusu, güzel huylu, yüce
himmetli, sonu düşünen hayırları yayan adı-sanı
iyi padişah yaradılışlı efendiler efendisi soyundan
gelen.” gibi iltifatlar Gürcü Hatun’a olan
muhabbetinin bir göstergesidir.
Gürcü Hatun’un Mevlânâ ile ne zaman
tanıştığına veya Müslüman olduğuna dair
elimizde herhangi bir bilgi olmasa da
Hatun’un hayatının dönüm noktalarından
birisinin eşi Sultan II. Gıyâseddin
Keyhüsrev’in 1247 yılındaki ölümü
olduğu açıktır. Artık devletin merkezi
olan Konya bile Moğol baskısını iyiden
iyiye hissediyordu. Devlet hızla Moğol
tahakkümüne girerken dul kalan Gürcü
Hatun için bir karar verme zamanı gelmişti.
Başkentte yaşanan kargaşa kaos yaratıyordu.
Bu sırada soylu ama dul bir kadın olan
Gürcü Hatun tarih sahnesinden çekilecek
mi yoksa ölen eşinden sonra da yönetimdeki
etkisini sürdürecek mi? Akıllardaki soru hızla Keyhüsrev’in ölümünden sonra oğulları Gürcü Hatun’un
cevabını arıyordu. Bir seçimin arifesindeki II. İzzeddin Keykâvus ile IV. Rükneddin kardeşi, Selçuklu
Gürcü Hatun gücü tercih etti ve kendince Kılıç Arslan arasında yaşanan taht kavgaları neslinden Gürcü
doğru olanı yaparak yeniden evliliğe sırasında isminden söz ettiren Müînüddin Kral Narin
karar verdi. Dönemin önde gelen siyasî Pervâne’nin önünü açmıştı. Sultan II. David (Kral VI.
aktörlerinden biri olan Müînüddin Pervâne İzzeddin Keykâvus’un Moğol baskısı David-Gelati
Süleyman’ı kendisine eş olarak seçip onunla sonrası ülkesini terk ederek İstanbul’a Manastırı’ndan)
evlendi. Devlet kademelerinde yavaş yavaş gitmesiyle IV. Rükneddin Kılıç Arslan’ın tek
parlamaya başlayan Müînüddin Pervâne ile başına Konya’da tahta çıkması Müînüddin
Gürcü Hatun arasında yaşanan bu evliliğin Pervâne’yi devlette bir numaralı adam olarak
tarihi hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi öne geçirmişti. Devletteki gücü günden
bulunmasa da yapılan bu izdivacın dönem güne artan Müînüddin Pervâne kısa sürede
içerisinde yaşanan siyasî olayların gidişatını bütün Karadeniz sahilinde Anadolu’da ve
etkileyecek kadar mühim neticelerinin Kilikya bölgesinde hâkimiyetini kabul ettirdi.
olduğu kesindir. O artık Gürcü ve Mevlevî kaynaklarında
Selçuklu ve Gürcü tarihinin belkide en sultan olarak anılıyordu. Yine de devlet
karanlık dönemlerinde yaşanmış ve özellikle içerisinde elde ettiği bu güç onu Moğollara
Selçuklu tarihinde derin izler bırakmış karşı tam bir sadakat politikası gütmekten
olan bu izdivaç, Sultan II. Gıyâseddin alıkoymaya yetmiyordu. Sadece Anadolu’yu
elinde tutmaya gayret ediyordu. Müînüddin
51