Page 58 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 58
Mecburi ve çetin bir yolculuk sonrası Pervâne’nin Moğolların yanına gidişi
Tokat’a gelen Gürcü Hatun’un son yıllarına sırasında Erzurum’dan geçerken eşini burada
ışık tutacak yegâne bilgi Niğdeli Kadı bırakmış olma ihtimalidir. Diğer bir ihtimal
Ahmed’in günümüze kadar gelen eserinde ise Gürcü Hatun’un, eşinin ölüm haberini
mevcuttur. Müellifin eserinde sarf ettiği: aldıktan sonra Tokat’tan Erzurum’a geldiği
“Alâeddin geri dönüşü sırasında Erzurum’da öldü yönündedir. Gürcü Hatun’un kızlarından
ve annesinin (Gürcü Hatun’un) yanında istirahat Aynü’l Hayat’ın Erzurum’da olması da
etmektedir.” şeklindeki sözleri Hatun’un Hatun’un Tokat’ta yalnız kalmaktansa kızının
son zamanını Erzurum’da geçirdiğini yanına gitmeyi tercih etmiş olabileceği
düşünmemize neden olur. Mezkûr eserde ihtimalini güçlü kılar. Tıpkı annesi gibi sevilen
bundan daha ilgi çekici bir gerçek daha ve saygı duyulan Aynü’l Hayat’a dair Eflâkî’nin
vardır ki o da Gürcü Hatun’un, oğlu verdiği bilgilere bakılırsa ahali tarafından çok
Alâeddin’le birlikte, Kalikala adıyla bilinen sevilen ve sık sık “Dünya Hanımı” sıfatıyla
Erzurum’un sınırları içerisindeki meşhur anılan Aynü’l Hayat’ın Erzurum’da olması da
bir medresede ebedi istirahate çekildikleri Gürcü Hatun için bir büyük bir şanstı.
yönündedir. Bu bilgilerden yola çıkacak Gürcü Hatun’un II. Gıyâseddin Keyhüsrev
olursak Hatun’un şehir sınırları içerisinde ile evliliğinden dünyaya gelen kız çocukları
olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Bu vardı ve bunlardan birisi Aynü’l Hayat idi.
hususta tek müphem nokta onun tam Gürcü Hatun’un II. Gıyâseddin’den olan
olarak nerede defnedildiğidir. XIII. yüzyıl dahası babası tarafından veliaht ilen edilen
Erzurum şehir hayatının, yüzyılın sonlarına Alâeddin isimli bir oğlu vardı.
doğru inşa edildiğini öngördüğümüz Çifte
Minareli Medrese etrafında şekillendiğini Gerçekte Erzurum’da ikamet eden Aynü’l
düşünebiliriz. Ayrıca o gün bir yapının Hayat isimli kızının şehirde olması hem
meşhur olarak tarif edilebilmesi için oğlu II. Alâeddin Keykubad’ın Erzurum’da
muhakkak ismi geçen medrese kadar tanınan öldürüldükten sonra burada defnedilmesi
ve bilinen bir yapı olması gerekmektedir. hem de dedesi Mugîsüddin Tuğrulşah’ın
Buradan yola çıkarak Gürcü Hatun’un şehri olması hasebiyle Gürcü Hatun’un son
oğluyla birlikte Çifte Minareli Medrese’nin günlerini Erzurum’da geçirmek istemesi gayet
çevresindeki isimsiz kümbetlerden birisinde makul ve anlaşılabilir bir istektir. Henüz
ebedi istirahatinde olduğunu düşünmek kabri bulunamamış olabilir ancak muhakkak
pekâlâ mümkündür. Ayrıca gerek Erzurum’un bir gün Selçuklu tarihinin belki de en
gerekse Çifte Minareli Medrese’nin Gürcü dikkat çeken kadın aktörlerinden birisi olan
Hatun’un hayatındaki küçümsenmeyecek Gürcü Hatun ebedi istirahatgâhı bulunup
önemi de bizi bu şekilde düşünmeye sevk Hatun’a dair karanlıkta kalan bütün noktalar
eder. aydınlanacaktır.
Gürcü Hatun’un Erzurum’a geldiği zaman
dilimi de henüz aydınlatılmış değildir.
Bununla ilgili daha çok iki ihtimal öne
çıkmaktadır. Bunlardan biri Müînüddin
56