Page 129 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 129

kalınlıkta olduğu tespit edilmiştir. Sonradan   öyleyse- nedenini de bilmek şimdilik zor
                                   cami ile beraber avlu da genişletildiği için   görünmektedir. Batıdaki kubbeli mekânın
                                   fonksiyonu kalmayan bu duvar ortadan          ilâve edilirken yıkılmış olabileceği imkânsız
                                   kaldırılarak buranın avlusu da diğerine       olmasa da uygulanması mantıklı değildir.
                                   katılmış, ancak ileride yok olmasını          Diğer taraftan yine Vakıflar Genel
                                   önlemek için bu duvar zeminden biraz          Müdürlüğü’nün 1971 yılında sürdürdüğü
                                   yüksekçe örülerek belirlenmiştir. Birtakım    onarım çalışmalarındaki sondajlar sonucunda
                                   ipucu ve belgelerden yola çıkılarak yapılan   avlunun kuzey-doğu duvarının iç tarafında
                                   çalışma ve tamamlamalardan harimin            güneye devam ederek kesilen dört duvarın
                                   kuzeyinde olması gereken revaklı bir          varlığı ve bunların önündeki postament
                                   avlunun restitüsyonu yapılmış, fakat bazı     kalıntıları ile batıdan ikinci duvarın önündeki
                                   soru işaretlerini de beraberinde getirmiştir.   sütun kaidelerinin bulunması burada
                                   Bu restitüsyon planında doğu ve batı          daha önceki dönemlere ait kalıntıların
                                   duvarlarının harimden itibaren kuzeye         varlığını işaret etmektedir. Yapılan yayınla
                                   doğru bariz bir şekilde daralması dikkati     tespit (E. Yurdakul) edilen ve restitüsyon
                                   çekmektedir. Selçuklu camilerinde zaman       planında da gösterilen ve çok azı çıkarılan
                                   zaman böyle benzer durumlarla karşılaşılmış   bu kalıntılardan yola çıkılarak bazı görüş
                                   olsa da normalin ötesindeki böyle bir         ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
                                   daralma görülmemektedir. Diğer taraftan       Bu kalıntı, malzeme ve izlerin daha hepsi
                                   restitüsyon planında avlunun üç girişi        değerlendirilmeden ve yeni buluntulara
                                   bulunmaktadır. Arazinin eğimi ve kod farkı    ulaşılamadan 5. yüzyıla tarihlendirilen
                                   doğu, batı ve kuzeye açılan bu üç girişin     sütunların bir kiliseye ait olduğu düşüncesiyle
                                   varlığını zorlaştırmaktadır. Sondajlarda      Redford’un Sultan I. Mesud’un bu kiliseyi
                                   ortaya çıkarılan avludaki kalıntılar, kuzey   camiye çevirdiği veya kilisenin temelleri
                                   taraftaki bazı odacıkların ve sütunlu         üzerine camiyi inşa ettiği gibi iddialarının
                                   galerilerin varlığı burada bir revak olmasını   mantığı yoktur ve acelece verilmiş bir
                                   düşündürmektedir. Bu revak ya caminin avlu    karardır. Zaten avludaki şekliyle kuzey-
                                   revakı veya -varsa- medresenin revakı olabilir.   güney istikametine uzanan bir kilise temeli
                                   Altunaba vakfiyesinde adı geçen medresenin    olamayacağı gibi yan yana dört duvarın yön
                                   burada yer alması ve camiye bitişmesi de      itibariyle de alışılagelmişin dışında kuzey-
                                   zor görünüyor. Her ne kadar Kayseri’de ki     güney doğrultusunda bir kilisenin varlığını
                                   Hacı Kılıç ve Kölük camilerinde medreseyle    mümkün kılmayacak kadar açıktır.
                                   bir bitişme görülse de; buradaki alanda
                                   kemerlerle bağlantılı monumental iki yapının   Mihrap ve önündeki kubbe hem mimari
                                   bir arada olması çok zordur. Batı taraftaki   hem de kullanılan çini mozaik tekniğindeki
                                   daha düzgün alanda yer alması da mümkün       en büyük ve zengin örneği teşkil ettiği
                                   değildir. Olsa bile söz konusu medrese daha   anlaşılmaktadır. 19. yüzyılın sonlarında
                                   basit bir yapı olmalıdır. Külliyenin hemen    konmuş olan ve çok çirkin bir görüntü
                                   bütünü ayaktayken bunun bir anda yok          veren mermer mihrabın arkasında kalan
                                   olması mümkün olamayacağı gibi -eğer          unsurlar görünmese de orijinal mihrabın









                                                                              128
   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134