Page 86 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 86

BİR VARLIK SAHASI OLARAK:


                 KONYA AĞZI





                 HACER YEĞİN




                 Ve Allah, Âdem’e (insanoğluna) bütün isimleri   mesûliyet alanıdır. Bundan mütevellit dilin
                 (her şeyin mahiyet ve ismini veya her şeyin öz   insana yüklenmiş bir kod, semavi bir nüzul
                 hakikati olan Allah’ın isimlerini) öğretti. Sonra   oluşu sonucunu çıkarabiliriz çünkü her şeyin
                 onları meleklere arz etti: Eğer doğru iseniz, bu   Sahibi, kelam’ın da Sahibi’dir ve insanlarla
                 varlıkların isimlerini (mahiyetlerini dile getiren   peygamberleri aracılığı ile konuşur. Cenab-ı
                 kelimeleri ve dilleri) bana söyleyin” dedi.  Hak insanlara, insanların dili ile hitap eder;
                                                             sözünü indirirken aynı zamanda onun
                 “Seni tenzih ederiz! Bize öğrettiğinden başka
                 hiçbir bilgimiz yoktur. En kâmil ilim ve hikmet   zaviyesine ve algısına indirger.
                 sahibi şüphesiz sensin” cevabını verdiler.  Dilin varlık sahasının sınırlarını tayin
                                                             ederken doğrudan düşüncenin sınırlarını
                 Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara bildir” dedi.
                 Onlara bunların isimlerini bildirince de “Size ben   da belirlediğini görürüz. Hatta “Hz. İnsan”
                 göklerin ve yerin gizlisini kesinlikle bilirim; yine   dil hakkında düşünürken dahi, dilin el
                                                             verdiği ölçüde yahut dilin sınırları ölçüsünde
                 sizin açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilirim   düşünebilir ve nihayet o imkân nisbetinde
                 demedim mi!” buyurdu.
                                                             söyler söyleyeceğini. İnsanın dile aktaramadığı
                 (Bakara Suresi/31-33)                       bir düşünce aslında yok hükmündedir.

                 Hz. Âdem’in kelimeleri öğrenmesi, eşyayı    “Dil varlığın evidir.” diyen Heidegger’in
                 isimlendirerek tanıması, Cenab-ı Hakk’ın    kastettiği de budur.  Lacan’a göre dil, anlatma
                 ona sunduğu özel bir nimettir. Böylece      ve kavrama üzerine bir zincirdir, zaman
                 insanı diğer âlemlerden ayıran şey, asli olarak   neredeyse araya giren bir unsurdur.
                 onun düşünme ve konuşma istidatıdır.        Öte yandan felsefenin imkânını konuşmaya
                 Nesneler hakkındaki tasavvurunu/iç          başlamak da dilin imkânını konuşmakla
                 konuşmasını önermelere dönüştürerek         başlar. Dilin düşünce ve kültür üzerindeki
                 dış konuşmasını “tasdik” ettiren insan, bu   etkisini görmek isteyen düşünürler,
                 letaifiyle diğer mahlûkattan farklı kılınmıştır.  toplumlar üzerinde araştırma yapmaya
                 Esasında düşünen bir varlık için insanın    girişmişler ve bu konuda birçok eserler
                 kelimeleri, diğer kesbi bir yönünü ortaya   ortaya koymuşlardır; Wittgenstein
                 çıkarmış olur. Konuşmak, irade etmek ve     ve Malinowski bu düşünürlerden en
                 düşünmek, insanın hem imkân hem de          meşhurlarıdır.







                                                            85
   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91