Page 118 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 118
kuzeye yönelerek batı duvarına bitişmektedir. yüzyılın sonlarında Konya Valisi Sururi Paşa
Öncekinden daha zengin bir görünüşe sahip zamanında yapılan onarımlarda açılmıştır.
olan ve 3–4 m. kadar daha yüksek tutulan bu Ancak bu kapıdan önce de burada bir girişin
kısımda duvar örgü elemanı olarak benzer bulunduğu eski fotoğraflarla belgelenirken,
taş kullanılmasına karşılık ön cephe daha sadece yerinin biraz değiştiği tespit
muntazam kesilmiş beyaz, gri, kahverengi taş edilebilmektedir. İçerisi mihrap duvarına
ve renkli mermerlerle kaplanmıştır. Farklı paralel olarak atılan ve sivri kemerlerle
bir üslûpla ele alınan bu gösterişli duvarın birbirine bağlanan destek sıralarıyla yedi
üç kapısı bulunmakta, düz, dilimli ve zikzak sahına ayrılmış olup, üst örtü her sırada
formlu kemerli nişlerin çevrelediği kitabelerin sekizer adet olmak üzere altı sıra sütunun
yanında yıldız panolar ve üstteki kemerli sütun oluşturduğu toplam 48 destekle taşınmaktadır.
galerileriyle dikkat çekmektedir. Doğu duvarına bitişenler köşelidir. Ancak
bunların orijinalinde kârgir olmayıp duvarın
Doğudan batıya doğru sıralanmak üzere
kitabeler şöyledir : yanından yükselen sütunlar olduğu ve
24
sonradan etraflarının tuğla ile örülerek
(mantolama) duvara bitişik (1.05-1.15 ile 1.15-
Harim: Harim iki ayrı bölümden 1.35) ölçülerinde ayaklar haline getirildiği
28
oluşmaktadır. Farklı dönemlerde inşa edildiği anlaşılmaktadır . Böylece batıdaki çiftli iki
kesinlik kazanan caminin doğudaki ibadet sütun ile birlikte toplam elli devşirme sütun
kısmı aynı zamanda kapalı mekânın da en sayısına ulaşılmaktadır ki bu rakam Osmanlı
29
geniş alanıdır. Yapılan araştırmalar buranın ilk dönemine ait 1685 tarihli onarım keşif
inşa edilen taraf olduğunu ortaya koymakta, belgesinde zikredilen “49 mermer direkleri
Konya’nın ilk Ulu Camii olduğu vakfiyelerle doğrultmak için kârgîr rıhtım” inşa ettirildiği
25
26
eski kaynaklarda zikredilmektedir. Kûfe kaydını doğrulamaktadır.
27
planlı olan bu mekânın birisi doğu, diğer Bu bölüm batı taraftan sonradan buraya
kuzeyden olmak üzere iki kapısı vardır. ilâve edilen kubbeli mekâna bağlanmıştır. Bu
Doğudaki bugünkü giriş orijinal olmayıp 19. bağlantının zorlamayla yapıldığı desteklerin
durumundan anlaşılmakta, organik bir
24 J.H. Löytved, Konia, Inschriften der Seldschukischen Bauten, Berlin, bütünlük göstermediği kemer sıralarının
1907, s. 21-37; C.Huart, Epigraphie Arabe d’Asie Mineure, II-III, Paris,
1894-1895, s.49 vd.; İ.Hakkı Konyalı, a.g.e., s.298,300,304,309 vd.; R. düzensizliğinden takip edilebilmektedir.
Duran, Selçuklu Devri Konya Yapı Kitabeleri (İnşa ve Tamir), Ankara, 2001; Kemerleri taşıyan mermer sütunlarla başlıkları
R.Duran, a.g.m., s.23-30; Y. Erdemir, Alâeddin Camii ve …, Konya, 2009;
ve diğerleri. devşirmedir. Çapları 0.45-0.50 m., boyları
25 H. Karamağaralı, “Konya Ulucamii”, Rölöve ve Restorasyon Dergisi 4, ise 2.55-3.10 m. arasında değişen sütunların
Ankara, 1982, s.121-132.
26 O. Turan, a.g.m., s. 197-235 deki Şemseddin Altun-aba Vakfiyesinde
“Mahalli tarif edildiği üzere, Konya Kasrı içinde bulunan Mescidü’l-
Camiü’l Atik’e vakfolunmuş dükkana kadar ibaresinin bulunması buradaki 28 O.N. Dülgerler-Y.Kaltakçı, “Konya Alaeddin Cami Restorasyon Projeleri
Ulu Cami’ye işaret etmektedir. Vakfiyenin 1021 tarihli olması caminin Uygulamaları”, XIII. Vakıf Haftası Kitabı, Ankara, 1996, s. 193-217.
bundan önceye ait olduğuna, yani 12. asırda yapıldığına kesin bir delil teşkil 29 Y. Oğuzoğlu, “Alaeddin Camii’nin 17. Yüzyıldaki Durumu ve Şer’iyye
etmektedir. Sicillerindeki Onarım Belgeleri”, V. Araştırma Sonuçları Toplantısı I,
27 Dönemin Arab müelliflerinden el Herevi (Ölümü 611/1214-1215) Kitabu’l Ankara, 1987, s. 78-89; A.O. Uysal, “XVII. Yüzyıla ait Mahkeme Sicillerine
Ziyaret adlı eserinde “Konya şehrinde, Camiü’l-Kebir’in yanındaki kilisede Göre Onarımlar Sonucunda Konya Alaeddin Camiinde Meydana Gelen
hâkim Eflatun’un mezarı vardır” demekle Alâeddin Tepesi’ndeki bu camiye Değişikliklerin Tahlili ve Bazı Düşünceler”, V. Araştırma Sonuçları Toplantısı
işaret etmektedir. Bu konuda bak. H. Karamağaralı, a.g.m., s. 121. I, Ankara, 1987, s.99-125.
117