Page 123 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 123

gittikçe küçülmektedir. Bunların alt ve üstten   zamanda üzerinde yapanı, yaptıranı ve tarihi
                                   palmet-lotüs dolgulu birer süs bordürü ile    yazılı olduğu Selçuklu döneminin Aksaray’dan
                                   sınırlanmıştır. Palmet ve lotüslerin nöbetleşe   sonraki en eski ve nadir örneklerdendir. Yan
                                   olarak yan yana sıralandığı her iki bordürde de   kanatlarda ve alınlıkta “kündekârî” tekniği
                                   aynı kompozisyon tekrar edilmiş, ayrıca daha   kullanılmış diğer kısımlar “oyma” ,”kabartma”
                                   geniş olan alt bordürdeki palmetlerin tepeleri   ve “eğri kesim” tekniğiyle işlenmiştir; işçilik
                                   de boşaltılmıştır. Zemin beyaz, palmetler mor,   kalitesi fevkalâde yüksektir
                                   lotüsler ise firûze renkli çinilerden kesilerek   Dilimlenmiş hafif sivri kemerli olan kapısının
                                   mozaik tekniğiyle yüzeye uygulanmıştır.       kanatları yerinde bulunmamaktadır.
                                                                                 Kanatlardan birisinin kaybolduğu,
                                                                                 diğerinin İstanbul Müzesi’ne nakledildiği
                                   Minber mihrap önü kubbesini taşıyan                          37
                                   batı kemerinin ayağına bitişik durumdadır.    belirtilmektedir.  Etrafı üç bordürle
                                   Daha iyi görülebilmesi için bir taraftan      çevrelenen kapı açıklığına 0,11 m. yükseklik ve
                                   (doğu) duvardan çıkıntı yapan bu ayağa        0,40 m. genişlikteki bir basamağı müteakiben
                                   yaslanırken, diğer (batı)  taraftan bu çıkıntıyla   0,13 cm.’lik bir eşikle geçilir. 073 m. genişlik
                                   duvar arasında oluşan 0,60 m.’lik boşluk      ve 1,50 m. yüksekliğindeki kapı açıklığı dıştan
                                   güzel görüntü vermeyen tahta levhalarla       dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış, üst
                                   kapatılmıştır. 3,58 m. uzunluk 1,07 m. genişlik   tarafı ise dörtgen alınlık ve üçgen alınlık ile
                                   ve köşk tavanına kadar olan 4,20 m. yüksekliği   tamamlanmıştır.
                                                             35
                                   ile orta boylu minberlerden  sayılmakta 0,10   Cepheyi dıştan çevreleyen söve kirişinin
                                   m.’lik bir kaideye oturmaktadır. Büyük ölçüde   dış yan yüzeylerine tekli, ön yüzeyine ise
                                   özelliğini korumuş ve bazı ufak değişikliklerin   aynı motifin ikili grubu oyma-kabartma
                                   dışında günümüze sağlam ve eksiksiz           olarak işlenmiştir. Dıştaki bitkisel bordür
                                   gelebilmiştir. Hemen bütün kaynaklarda        altı santimetre genişliktedir. Buna da
                                   abanoz ağacında yapıldığı belirtilen ve ceviz   karşılıklı birleşip genişleyerek  (S) kıvrımı
                                                                36
                                   ağacında işlendiği de düşünülen  eser, aynı   yapan iki kıvrım dal, alternatifi olan bir
                                                                                 diğeriyle içli dışlı kesişerek birbirlerinin
                                   35 Z.Oral, “Anadolu’da Sanat Değeri olan Ahşap Minberler Kitabeleri ve  boşluğunu doldurmakta, aralarda da stilize
                                   Tarihçeleri”, Vakıflar Dergisi V, Ankara, 1962, s. 23-77.  yapraklar yer almaktadır. Düz satıhlı derin
                                   36 Türk sanatıyla ilgili kaynaklarda minberleri anlatılırken genellikle abanoz   oyma tekniğiyle işlenen (2 cm. derinlikte)
                                   ağacından  yapıldığı  söylenir  bilindiği  kadarıyla  minberlerde  kullanılan
                                   ağaç cinsinin şimdiye kadar herhangi bir araştırması, tetkiki ve laboratuar  nebati dolgu bu bordür 1,80 m. kadar devam
                                   incelemeleri yapılmamış, kulaktan dolma bilgiler yayınlarda bir birine atıf
                                   yapılarak  aktarıla  gelmiştir. Abanoz  ağacı  iki  cinstir. Amerika’da  bulunan  ettikten sonra kitabeyle kesilmekte, yukarıya
                                   beyazı  bu  isimle  anılırken  diğeri  koyu  renkli  olup  Madagaskar  adalarında   doğru tekrar devem ederek tepe başlığında
                                   yetişmektedir. Alâeddin cami minberine konu olan bu sert lifli ağaç cinsi temin
                                   edilmesi zor, kaliteli ve işlemeye müsaittir. Siyaha yakım koyu renkli olması  nihayetlenmektedir. İçteki iki bordür daha
                                   nedeniyle  hemen  bütün  minberlere  mal  edilmektedir.  Mümkündür. Ancak   dar tutulmuştur tepenin pahlanmasıyla oluşan
                                   Anadolu’da  abanoz  ağacının  yerine  cevizin  kullanıldığını  düşünüyoruz.
                                   Hem  burada  yetiştiği  için  temin  edilmesi  kolay  ve  ekonomik  olmakta  ve
                                   hem de işlemeye müsait bulunmaktadır. Cila ve verniklenmesinden dolayı
                                   zamanla  koyulaşarak  abanoz  ağacının  rengine  yaklaşmaktadır.  Bunun  için
                                   Alâeddin caminin minberinin de ceviz olabileceğini hesaba katmak gerekir.   veya Hint Meşesinden yapıldığını yazmaktadır. Örnekleri daha da çoğaltmak
                                   Nitekim  kaynaklarda  bununla  ilgili  farklı  ifadelere  yer  verilmiştir.  İslam   mümkündür.
                                   Ansiklopedisi ”Minber” maddesinde ceviz ağacından olduğu belirtilirken, C.   37 Z.Oral, a.g.m., s.47 de Tarihi Osmani Ercümeni Mecmuası, sene 6, s.531
                                   Huart, Mevleviler Beldesi Konya, (M. Uzel) İstanbul, 1978, s.96 da Abanoz   e atıf yaparak bilgi vermektedir







                                                                              122
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128