Page 119 - Dârülmülk Konya Dergisi 2023 3. Sayı
P. 119
silindirik gövdeleri yukarıya doğru hafif örülerek doldurulmuştur. Kıble duvarındaki
incelerek birer başlıkla tamamlanırlar. Açık altı pencere yakın aralıklarla üçerli iki grup
ve koyu gri mermerden işlenen yüzeyleri halinde yan yana sıralanırken, yukarıda da
genellikle düz sade olarak perdahlanmış, belirtildiği gibi ortada yedi m.’yi geçen masif
sadece güneyde ilk sıradaki bir sütunla ikinci bir duvar boşluğu meydana gelmektedir.
sıradaki dört sütunun gövdeleri dekorlanmıştır. Buranın ilk Ulu Cami olarak inşa edilmiş
Aynı şekilde kompoze edilen dekorasyonda; olması nedeniyle mihrap ve minberini de
alt tarafta geometrik örgülü ve içleri bitkisel gerektireceğinden yapının eski mihrabı ile
bezemeli kemerli sathî nişler yan yana gövdeyi minberi burada olmalıdır. Minberi bugün
çevrelerken, daha uzun kalan üst kısımları ortadaki kubbeli bölümdedir. Bu minberin
derin olarak yivlenmiş ve ortalarda birbirine Sultan Mesud ile oğlu Kılıç Arslan’a ait olduğu
düğümlenen kaval silmelerle zarif bir görünüm üzerindeki kitabelerle sabittir. Doğudaki bu
almıştır. Başlık ve tablaların çoğu sadedir. ilk camiyi yapanlar bu Sultanlar olduğuna göre
Yanlardan aşık kemiğine benzeyen bazı buranın minberinin sonradan kubbeli mekâna
başlıkların uçları içeriye doğru volütlenerek taşındığı ortaya çıkmaktadır. Eski mihrabın
araları badem şeklinde dilimlenmiştir. Bazıları hangi malzemeyle yapıldığı nasıl olduğu v.b.
ise akant yapraklı ve Korint nizamındadır. gibi konusunda hiçbir kayıt ve belgeye sahip
Tablalara oturan tuğla örgülü sivri kemerlerin değiliz. 19. yüzyılın sonlarında Konya’ya
araları da yine tuğla ile örülerek üstleri ahşap gelen batılı araştırmacıların (F. Sarre) çektiği
kirişlerle kapatılmıştır. Kemer sıralarının ters fotoğraflarda burada bir mihrap görünse de
istikâmetine atılan silindirik kirişler üstten ince bunun caminin eski mihrabı olmayıp geç
tahta levhalarla kaplıdır. dönem özelliği taşıdığı belli olmaktadır. Ancak
caminin orijinal mihrabı ve minberinin burada
1968 yılında bu bölümde köklü bir onarım
yapılmıştır. Bu onarımda kolonların ayakları olması gerektiği rahatlıkla söylenebilir.
temelde 1 m.ye 1 m. kare betonarme pabuçlara Mihrap, minber ve kubbenin bulunduğu orta
sarıldıktan sonra dört yönde birbirine bölüm yanlardan daha yüksektir. “Transept”
bağlanarak statik denge sağlanmaya çalışılmış, planlı olarak da söylenen bu bölümde
toprak damı kaldırılarak ters kirişli betonarme mihrabönü kubbesi önde haçvari planlı
dam yapılmış, ahşap kemer gergileri demir serbest iki ayak, arkada ise kıble duvarına
gergiler ile değiştirilmiştir . Daha sonra (1980 bitişik yarım ayaklara oturan kemerler
30
yılında) zeminin hareketlenmesiyle caminin tarafından taşınmaktadır. Haçvari ayakların
temelleri kayınca içerdeki mermer sütunların arasında sahın önden üçlü kemer sistemine
pek çoğunun kesilmesi nedeniyle kalın demir açılmaktadır. Bunun doğusunda kalan daha
kelepçelerle sağlamlaştırılmıştır . dar iki sahınla batısındaki bir sahın dikey,
31
Sultan mahfelinin bulunduğu batı kanat
Duvarları harçla sıvalı iç mekâna hafif
genişleyerek açılan pencereler dıştan ise yatay bir sahın sırası oluşturmaktadır.
dikdörtgen içten kemerli olup kemer gözleri Kubbenin doğusundaki iki sahını taşıyan
desteklerden birisi kıble duvarına bitişik
olmak üzere sütun, sütun, ayak, sütun, ayak
30 E. Yurdakul, a.g.m., s. 128 şeklinde sıralanmakta, kuzeydeki kalın ayak
31 M. R. Abicel, a.g.m., s. 30
118