Page 182 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 182
çalışıyorlardı. İnsanlara ne yapıyorsunuz diye çekerek “insanların ruhlarının bedenden
sordum. “O öldü ve kaldırmak, defnetmek ayrıldıktan sonra amellerin suretlerinin
istiyoruz.” dediler. Kalbime onun ölmediği ulaştığı yere kadar urûc edeceğini” şöyle
duygusu düştü. Dedim ki: “Ben onun yüzünü anlatır: Salih amellerin suretleri nereye
ölü yüzü gibi görmüyorum. O ölmüşe yükselirse, sâlih amel sahiplerinin ruhları da
benzemiyor. Durumun gerçeğini anlayana bedenlerinden ayrıldıktan sonra oraya varır.
kadar sabredin.” Yüzüne yaklaştım. Onun Amellerin suretlerinin yükselişi sahibinin
hafifçe nefes aldığını gördüm. Hemen amel, irfan, şühûd ve hulûsuna tabidir. 4
bağırarak onları defnetmekten alıkoydum. Hüdâyî’nin III. Murad’a yazdığı
Büyük korkuyla uyandım. Daha önce mektuplarında Konevî’yi müteşerrî ve
karşılaştığım sayısız tecrübe sayesinde bu temkin ehli bir sûfî olarak ayrı bir yerde
rüyanın ne anlama geldiğini bildim. Bu rüya konumlandırdığı anlaşılmaktadır. Nitekim
İslâm âleminde meydana gelen büyük bir Hüdâyî rüyasında dergâhta post üzerinde
felaketin sembolüydü. Moğollar’ın Bağdat’a dervişleriyle zikrederken Padişah’ın takvâ
ulaştıkları haberini duyunca içime Bağdat’ın sahibi bir derviş edasıyla geldiğini, dervişler
işgali korkusu düştü. Tarihi yazdım. Olaya arasına karıştığını sonra kendisinin yanına
şahit olmuş pek çok kimse Bağdat’ın aynı gelip musafaha ettiklerini anlatır. Ardından
gün işgal edildiğini haber verdi. Rüya benim Hüdâyî, Padişah’a “niçin böyle yaptığını”
yorumladığım gibi gerçekleşmiş oldu. 2 sorar. Padişah: “Ben tarikat ve hakikat
Aziz Mahmûd-ı Hüdâyî’nin eserlerinde ve bendesiyim.” diye cevap verir. Ardından
özellikle sultanlara yazdığı mektuplarında dervişlerle dualar ettiklerini tekrar
Konevî tesirinin izlerini açık bir şekilde uyuduğunda ise bu sefer Şeyh Sadreddin ile
görmek mümkündür. Hüdâyî, İbn Arabî ile Mevlânâ’yı gördüğünü şöyle anlatır: “Gene
Sadreddin-i Konevî’yi konumlandırırken ımızganmışım/ dalmışım, Hz. Şeyh Sadreddin
birini Şeyh-i Ekber, diğerini ise Şeyh-i Kebîr ve Molla Hünkâr/Mevlânâ hazır oldular.
olarak tavsif eder. Tabii ki onun gözünde Ya’lemullah/ Allah bilir Sadreddin hazretleri sağ
İbn Arabî en büyük şeyh anlamına Şeyh-i yanımızda ve Molla hazretleri sol yanımızda. Hz.
Ekber, Konevî de büyük şeyh anlamına Şeyh-i Sadreddin’de temâm-ı temekkün ve tesebbüt ve
Kebîr’dir. 3 tuma’nînet ve sükûnet var. Molla’da bir miktar
temevvüc ve televvün münasebeti var.” 5
Konevî pek çok sûfî gibi amellerin bir sureti
ve bir ruhu olduğuna inanmaktadır. Nitekim Rüyada ikisini bir tartışma ortamında
Hüdâyî mektuplarında Konevî’den nakillerle gören Hüdâyî, gördüklerinden birtakım
ruhun yukarı âlemlere seyri ile amellerin bu sonuç ve yorumlar çıkararak Sadreddin-i
dünyadaki değeri arasındaki irtibata dikkat Konevî’yi hafiflik olmasın ve âleme ihtilal/
2 Sadreddin Konevî, Kırk Hadis Şerhi ve Tercümesi, thk. ve trc. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul: Mebkam Yayınları, 2010, s. 134.
3 Mektûbât-ı Hüdâyî, vr. 27 . a
4 A.g.e., gösterilen yer.A’mâl-i sâlihanın suveri nereye suûd ederse, ashâb-ı a’mâlin ervâhı da ebdandan müfârakatinden sonra oraya
varır. Suver-i a’mâlin suûdu sahibinin ameline ve irfânına ve şühûduna ve hulûsuna tâbidir.
5 A.g.e., 25 . a
180