Page 178 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 178
Konya’da istediğini fazlasıyla elde eden Tabii ki bu halkanın müdavimleri arasında,
Afîfüddin et-Tilimsânî, 1245 yılı sonlarında, Cezayir, Fas ve Endülüs kökenli başka
mürşidi Sadreddin-i Konevî’nin yol simalar da yer almıştır. Mutlu ve huzurlu
arkadaşı olmuştur. Seferin güzergâhı, insanların mekânı olarak bilinen bu
Ekberiyye öğretisinin kurucusu Muyiddin hankâhta yapılan sohbetler ve Sadreddin-i
İbnü’l-Arabî’nin hayatının son yıllarını Konevî’nin verdiği dersler, daha sonraki
geçirdiği topraklardır. Pakistan’ın millî dönemlerde Konya ile Mısır ve dolayısıyla
şâiri Muhammed İkbal’in (ö. 1938), “yol Mısır’a hicret eden Mağrib ve Endülüslü
arkadaşı olmayanın sefere çıkmaması”na Müslümanlar arasında bir gönül bağı
dair vecizesini yerine getiren Afîfüddin, oluşturmaya devam etmiştir. Daha sonra
1245’te Sadreddin-i Konevî ile “Suriye’nin aynı hankâhta Allâme Alâeddin Ali b.
gelini” denilen Dımaşk/Şam’a gelmiştir. İsmail el-Konevî (ö. 729/1328) ve Şeyh
Burada, tasavvufta otorite kabul edildiği Bedreddin Hasan b. Allâme Alâeddin el-
için kendisine “Şeyhu’l-Ekber” denilen Konevî (ö. 776/1374) gibi şeyhler, Sadreddin-i
Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin kabri ziyaret Konevî’nin öğretisini anlattıkları gibi Konya
edilerek onun öğretisi üzerine tefekküre ile Mısır arasındaki gönül köprüsünü de
dalınmıştır. Şam’da kısa süre kaldıktan sonra sürdürmüşlerdir.
da Eyyûbîlerin iktidarında (1171-1150) son Kahire’deki Saîdü’s-Süedâ Hankâhı’nda
günlerini geçiren Kahire’ye gelinmiştir. geçen bu mânevî lezzetlerle dolu sohbetler,
Konya’da Sadreddin-i Konevî’nin dergâhında Sadreddin-i Konevî’nin Konya’ya, Afîfüddin
başlayan birliktelik, Kahire’deki es-Salâhiyye et-Tilimsânî’nin Suriye’ye gitmesiyle sona
Hankâhı’nda devam etmiş, ikisi burada ermiş, ancak kurulan bu gönül köprüsü
kalmıştır. 1173 yılında, geleceğin Kudüs fatihi sadırlarda ve satırlarda yaşamaya devam
olacak olan Selâhaddîn-i Eyyûbî (1171-1193) etmiştir. Afîfüddin et-Tilimsânî, Memlük
tarafından açılan bu derviş mektebi, 1517’de hükümdarı el-Eşref Halil b. Kalavun’un
Yavuz Sultan Selim’in (1512-1520) Mısır’ı (1290-1293) 1291’de Haçlıları Filistin
fethederek Memlüklere (1250-1517) son sahillerinden kovduğu önemli yıl, fetih
vermesine kadar o günün izlerini taşımıştır. kutlamalarının olanca hızıyla devam ettiği
“Saîdü’s-Süedâ” ismiyle de maruf olan bu Şam’da; Ekberiyye geleneğinin mürşidi
hankâh, bu sırada Şemseddin el-Eykî Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin defnedildiği
el-Fârisî eş-Şâfiî (ö. 697/1298) isminde topraklarda hayata veda etmiştir. Buna
Sadreddin-i Konevî’nin bir muhibbi rağmen onun Konya’daki Sadreddin-i
tarafından idare edilmektedir. Bugün Konevî dergâhından mülhem sözleri
İsrail’in yakıp yıktığı kentler arasında ve fikirleri, Konya ve Mağrib arasında
olan kuzey Filistin’deki Safed doğumlu yeni gönül köprüleri kurulmasına neden
Selâhaddin Halîl b. Aybeg es-Safedî’nin (ö. olmuştur.
764/1363) verdiği bilgiye göre, bu hankâhta Afîfüddin et-Tilimsanî, Sadreddin-i Konevî
Sadreddin-i Konevî başta Şemseddin el-Eykî ve Ekberiyye öğretisinden yola çıkarak
olmak üzere dergâhtakilere dersler okutmuş, tasavvuf yolculuğunu dörde ayırmıştır:
bu ders halkası da gittikçe genişlemiştir.
176