Page 60 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 60
Yavuz Sultan Selim
Türbesi Sin Şın Taşı,
Türbeler Müzesi
meşruiyet kaynağı olmak gibi güçlü bir tasavvufun söz konusu ikinci boyutunu yani
konumda olmasını sağlamıştır. bir mârifet yolu olduğunu göstermekteydi.
Başka bir ifadeyle tasavvuf, epistemolojik bir
Tarihsel süreç dikkate alındığında tasavvufun
ortaya çıkması, başta kelâm olmak üzere sistem olarak tarihteki yerini alıyordu. Bu
dînî ilimlerin dînî hakikatleri idrâk etmede durum, esasında başta kelâm olmak üzere
yetersizliğine karşı bir tepki olarak görülebilir. dînî ilimlerin vahiyden bilgi üretme yöntemi
Sûfîlerin kelâma esas itirazı, vahyi sadece dışında tasavvufun da müşâhede yöntemiyle
dilsel bir metin olarak görmeye ve vahyin vahiyden bilgi üretme imkânına sahip
esas konusu olan Allah’ı akıl ile bilmeyi olduğu anlamına geliyordu. Bunun anlamı,
gaye edinmeye yönelikti. Dolayısıyla sûfîler, kelâmın dînî düşüncedeki otoritesine bir tür
tasavvufu, dînî hakikatleri yaşamak için baş kaldırıydı. Gerçekten de sûfîlerin zâhir
bir yaşam yolu olmanın yanında özel bir ulemâsı olarak tanımladığı kesimler tarafından
yöntemle dînî hakikatleri bilmeyi amaçlayan tasavvufun durumu böyle görüldü. Tasavvuf,
bir düşünme ve bilme yolu olarak inşa bir zühd ve ahlâk hareketi ya da dînî ilimlerin
etmişlerdi. Allah’ı bilmek (mârifetullah), ürettiği bilgilerin uygulama alanı olabilirdi,
müşâhede, hakke’l-yakîn gibi pek çok kavram, ancak daha fazlası değil. Yani bir bilgi yolu ve
58