Page 65 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 65
İbnü’l-Arabî’nin talebesi olan Sadreddin-i
Konevî başta olmak üzere pek çok takipçisi,
bu mirası alıp daha ileri bir düzeye taşıma
çabası göstermiştir. Konevî’nin hocasıyla
ilişkisi, hocasının onun üzerindeki etkisi
tartışma götürmez bir gerçektir. Ancak
bunun kadar gerçek olan bir başka husus
da Konevî’nin hocasının düşüncelerinin
sistemleştirilmesi ve bir sonraki nesle
aktarılması üzerindeki etkisidir. Bir düşünce
geleneğinin hiçbir ikinci isminin, kurucu
ismin düşüncelerinin üzerinde Konevî
kadar belirleyici ve etkileyici olmadığını
söylemek, sanırım, mübalağa olmayacaktır.
Biz, İbnü’l-Arabî’nin metinlerini, büyük
oranda Konevî’nin belirlediği zeminden ve
çerçeveden okumaktayız. Dolayısıyla İbnü’l-
Arabî’nin Konevî üzerindeki büyük etkisi
kadar Konevî’nin de İbnü’l-Arabî tasavvuru
üzerindeki büyük etkisinden bahsedebiliriz.
Bu bakımdan, esasında Konevî’nin, İbnü’l-
Arabî ile ilişkisi ve bu gelenek içerisindeki
yeri, bütün yönleriyle incelenmeye değer bir
husustur. Ancak biz bu yazının sınırlarını,
İbnü’l-Arabî’nin kurduğu metafizik
tasavvufun hakikate götüren bir bilgi
sistemi olduğuyla ilgili Konevî’nin katkıları
ile belirlediğimiz için sadece bu alana
odaklanmak istiyoruz.
Bu alanda Konevî’nin yapmak istediği şeyi ve
bunun ne kadar önemli olduğunu anlamak
için tasavvufun bir bilgi sistemi olmasıyla
ilgili esas soruna tekrar dokunmamız
gerekecektir. Sûfîler, tasavvufu sadece
bir ahlâk hareketi olmayıp bir bilgi
sistemi olarak gördüklerinden itibaren
değişik kesimlerden eleştiriler almıştı. Bu
eleştirilerin odağında, tasavvufî bilginin
objektif olmayıp öznel olduğu, doğru
bilgi ile yanlışı ayırt etmede kriterlerinin
63