Page 62 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 62
Gazzâlî’nin amacı nedir? Kelâm ilminin amacı, sisteminin usul ve yapısına dair çok şey
Ehl-i Sünnet inancını Ehl-i Sünnet üzere söylememiştir. Bu durum, bir bakıma onu,
muhafaza etmek ve onu bidatçilerin karıştırıp yapı ve bilgi sistemi kuran değil, yapı ve bilgi
bozmalarından korumaktır. Kelâmcılar, sistemlerinin yetersizliğini vurgulayan hatta
hasımlarından aldıkları öncüllere dayanarak yapı ve sistemleri yıkan bir düşünür olarak
İslâm inanç esaslarını savunuyorlardı ve bunu ön plana çıkarmıştır. Bu husus, sonraki süreci
yapmakla da fayda temin ediyorlardı. Ancak etkilemesi bakımından oldukça önemlidir.
kelâmın, Gazzâlî’nin esas problemi olan Gazzâlî’nin bilgi sistemlerine yönelik
hakikate dair kesin bilgiye ulaştırma gibi bir değerlendirmeleri sonrasında aynı dönemde
fonksiyonu yoktu. Kelâm, İslâm itikadının yaşamış iki büyük isim karşımıza çıkar.
esaslarını belirleme konusunda küllî bir Bunlar, Fahreddin er-Râzî ve İbnü’l-Arabî’dir
ilim olabilirdi ama kesin bilgiye ulaştırmada ki her ikisi de Gazzâlî’nin mirası üzerine
yetersiz bir ilimdi, dahası böyle bir amacı da düşüncelerini kurduklarını ileri sürer. Aslında
yoktu. Esasında bu değerlendirme, kelâmın Râzî, Gazzâlî’nin bilgi sistemlerine yönelik
bir cedel ve diyalektik ilmi olmanın ötesine eleştirilerini dikkate alarak dînî düşünceyi
geçemediği anlamına gelmekteydi. kelâm ilmi ekseninde yeniden inşa etmeyi
Kelâmın statüsünü bu şekilde belirleyen temsil eder. Kuşkusuz burada kelâm, yine
Gazzâlî, kesin bilgiye ilim ve amel küllî ilimdir ve felsefeyle mezcedilmiş olması
süreçlerinden oluşan tasavvuf yolunu takip dolayısıyla bilgide burhanî bir kesinlik iddiası
ederek ulaştığını belirtir. Gazzâlî, riyâzet da taşır. İbnü’l-Arabî ise küllî ilim olarak
sonucunda pek çok müşâhedeye ulaştığını tasavvufu sunar ve nübüvvetin temsil ettiği
söylemekle beraber ayrıntı vermez. Fakat bu dînî hakikatlere ulaşmada kesin bilginin
yolu takip etmeyen kimse için peygamberliğin tam olarak tasavvufta olduğunu iddia eder.
ve vahyin hakikatine dair bir anlayışa ulaşmak, Şüphesiz İbnü’l-Arabî’yle birlikte tasavvuf
mümkün değildir. Dolayısıyla Gazzâlî yeni bir merhaleye ulaşmıştır. Bu aşama, hem
tarafından İslâm düşüncesi içerisinde tasavvufî genel İslâm düşüncesi hem de tasavvuf tarihi
riyâzet yolu, hakikate dair kesin bilgiye bakımından ayrı ayrı ele alınması gereken
ulaştıran yegane yol olarak sunulur. bir mahiyet taşır. İbnü’l-Arabî’nin tasavvufu
hangi noktaya taşıdığını görebilmek için
Gazzâlî’nin, gerçek ve kesin bilgiye götüren
bilgi sistemlerinin kritiğini yapıp tasavvufu tekrar kendinden önceki sürece bakmak
en üstün bir bilgi sistemi olarak sunması, gerekecektir. Başlangıcında ulemânın temsil
hiç şüphesiz tasavvufun tarihsel gelişimi ettiği dînî otoriteye karşı esaslı bir eleştiri
açısından büyük önem taşır. Zira bu, Gazzâlî ihtivâ eden tasavvuf, ulemâ ile yaşanan
gibi bütün ilimlerde otorite olarak kabul gerilimler neticesinde bir uzlaşma sürecine
edilen bir kişinin, bir bilgi sistemi olarak girmişti. Serrâc, Kelabâzî, Kuşeyrî gibi
tasavvufu meşru ve en üst ilim olarak tasavvuf teorisyenleri öncülüğünde sünnî
görmesi demekti. Ne var ki Gazzâlî, ilimlerin tasavvuf diye isimlendirilebilecek bir tasavvuf
statüsünü belirlemek ve bilgi sistemlerinin anlayışı ortaya çıkmıştı. Bu teorisyenler,
eleştirisini yapmak kadar tasavvufî bilgi artık tasavvufun fıkıh, hadis ve kelâm ilim
anlayışlarının ölçüleriyle bir ilim olarak tesis
60