Page 78 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 78

Konevî’nin kaleme                          Muhammed Kutbeddin el-Hûyî (ö. 1460) ve
                                                                                  İbrahim b. İshak es-Serezî’dir.
                                       aldığı eserleriyle yaptığı                 Konevî’nin En-Nefehâtü’l-İlâhiyye, adlı

                                       etki, yaşadığı Selçuklu                    eseri tasavvufî gelenekte sûfînin kendisine
                                                                                  gelen ilham ve vâridâtı kaydetmesiyle
                                       devrinden Osmanlı                          ortaya çıkan vâridât türü eserlere örnek
                                       devrine de yayılmıştır.                    olarak verilebilir. Bu eserde Konevî, bir
                                                                                  yandan kendi ruhsal gelişimini ve mânevi
                                                                                  tecrübelerini açıklayan ifadelere yer
                                       Çoğunluğu müderris olan                    verirken, diğer taraftan özellikle Miftâhu’l-

                                       şârihler, neredeyse bütün                  gayb’da ortaya koyduğu formel ve nazarî
                                                                                  konular hakkındaki düşüncelerini ilham ve
                                       Osmanlı tarihi boyunca                     keşifle desteklemektedir. Ayrıca Nefahat,
                                                                                  Konevî hakkında biyografik bilgiler
                                       Konevî’nin eserlerine                      vermesi ve müellifin en olgun devirlerinde,
                                                                                  yani ömrünün son zamanlarında yazılmış
                                       şerhler yazmışlardır.                      olması sebebiyle ayrı bir konumda

                                       Şerhler vasıtasıyla                        değerlendirilmelidir. Eserin muhtevâsı
                                                                                  Konevî’nin diğer eserleri ile tamamen
                                       yorumlanan kitaplar                        uyum içindedir. Her ne kadar müellif kendi
                                                                                  ilhamlarını aktarsa da eserin asıl mevzusu
                                       arasında en büyük ilgiyi                   bilgi ve varlık meseleleri, ona bağlı olan
                                                                                  Tanrı’nın hangi açıdan bilinebileceği, ilâhî
                                       Miftâhu’lgayb görmüştür.                   isimler, varlığın zuhuru gibi konulardır.
                                                                                  Dolayısıyla diğer eserlerinde olduğu gibi
                                                                                  Nefahat’ta da Konevî ilm-i ilâhî olarak
                                       Fusûsu’l-hikem’ine karşı bir nazîreye      adlandırdığı tasavvuf nazariyatına ait
                                       benzemektedir. Konevî burada vahdet-i      mevzuları açıklamıştır.
                                       vücûdun dayandığı temel esasları kısa ve   El-Fukûk fî müstenidâti Fusûsi’l-hikem, İbnü’l-
                                       özlü ifadelerle ortaya koymaya çalışmıştır.   Arabî’nin meşhur eseri Fusûsu’l-hikem’in
                                       Dolayısıyla Nusûs, Konevî’nin diğer        ilk şerhi olan Fukûk, Fusûs şerhlerinin en
                                       kitaplarında ayrıntılı biçimde açıkladığı   önemlilerinden biri sayılır. Konevî bu
                                       görüşlerinin bir özeti mahiyetindedir.     şerhi yazmasının nedenini açıklarken
                                       Hacim bakımından çok geniş olmayan         şunları söylemiştir: “Dostlarım benden
                                       bu kitap üzerine de içeriğinin yoğunluğu   Fusûsu’l-hikem’i açıklamamı, onun sırlarını
                                       sebebiyle şerhler kaleme alınmıştır.       çözmemi istediler. Tahakkuk sahibi
                                       Yazma eser kütüphanelerinde bulunan bu     olduklarını bildiğim için ve onların
                                       şerhlerin müellifleri, Sofyalı Bâlî Efendi’nin   irşadlarıyla Yaratıcı’larına yakınlaşmak
                                       müridlerinden Nureddinzâde (ö. 1574),  Pîr









                                                                              76
   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83