Page 82 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 82

felsefenin ve aklın imkânlarını tartışmıştır.   mantık, doğa bilimleri, Arapça, fıkıh,
                                       Konevî’nin buradaki düşünceleri çoğunlukla   hadis, tefsir ve tasavvufa kadar pek çok
                                       telif ettiği eserlerinde dile getirdiği    kitap mevcuttur. Onun sahip olduğu bu
                                       fikirleridir. Dolayısıyla mektupların diğer   birikim ve büyük düşünürlerden aldığı
                                       eserlerinin bir devamı olduğu düşünülebilir.  eğitim, özgün bir tarz ve yaklaşımla İslam
                                                                                  düşünce tarihinde bir kurucu düşünür olarak
                                       Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinin bir şerhi ve   somutlaşmıştır. Aralarındaki sıkı ilişkiye
                                       bir Esmâ-i Hüsnâ literatürü olan Şerhu     rağmen Konevî’nin İbnü’l-Arabî ile üslûp
                                       Esmâillâhi’l-Hüsnâ isimli kitabında Konevî,   ve yaklaşım tarzları birbirine benzemez.
                                       diğer kitaplarında olduğu gibi varlık ve   Konevî’nin ifade ve sunuş tarzı Şeyh-i
                                       ona bağlı mevzular hakkındaki görüşlerini   Ekber’in metodundan tamamen farklıdır.
                                       ortaya koymaktadır. Tasavvuf nazariyatında   İbnü’l-Arabî görüşlerini âdetâ “doğaçlama”
                                       ilâhî isimler varlıklarını zuhurunun vasıtası   aktarırken Konevî, ifadelerini başından
                                       olduğu gibi aynı zamanda Tanrı’nın         sonuna kadar düzenli ve mantıksal bir
                                       bilinmesine imkân sağlayan hakikatlerdir.   sistem içerisinde yazmaktadır. Bu bakımdan
                                       Konevî bu eserde doksan dokuz ilâhî ismi   Sadreddin-i Konevî, geleneksel müellif
                                       kendi metafizik bakış açısı ve vahdet-i vücûd   bir sûfîden ziyade sistematik bir filozofa
                                       düşüncesi çerçevesinde açıklamaktadır.     benzemektedir. 3

                                       Konevî’nin Farsça olarak kaleme aldığı     Konevî’nin kaleme aldığı eserleriyle yaptığı
                                       Tabsıratü’l-mübtedî ve tezkiratü’l-müntehî  etki, yaşadığı Selçuklu devrinden Osmanlı
                                       adlı eseri, onun vahdet-i vücûdu bir       devrine de yayılmıştır. Çoğunluğu müderris
                                       ekol hâline getirme hedefine yönelik       olan şârihler, neredeyse bütün Osmanlı
                                       gayretlerini içermekle birlikte kitabın    tarihi boyunca Konevî’nin eserlerine şerhler
                                       adından da anlaşılacağı üzere, seyr u      yazmışlardır. Şerhler vasıtasıyla yorumlanan
                                       sülûkte ilerleyen sâlike bir kılavuz olarak   kitaplar arasında en büyük ilgiyi Miftâhu’l-
                                       değerlendirilmektedir. Buraya kadar        gayb görmüştür. Öyle ki Osmanlı’nın ilk
                                       isimlerini saydığımız kitapların tamamı    şeyhülislâmı kabul edilen Molla Fenârî (ö.
                                       Ekrem Demirli tarafından Türkçe’ye         1431) ile başlayan Miftâh şerhi geleneği on
                                       çevrilmiştir. Konevî ve eserleri hakkında   sekizinci yüzyıla kadar devam etmiş ve
                                       ulusal ve uluslararası sempozyumlar        tespitlerimize göre sekiz tane şerh kaleme
                                       düzenlenmiş, düşünceleri üzerine           alınmıştır. Üstelik söz konusu şerhlerin
                                       araştırmalar yapılmıştır.                  dördü Sultan Fatih devrinde yapılmıştır.

                                       Soylu ve zengin bir aileye mensup          Hatta iyi bir metafizik okuyucusu olan
                                       olan Konevî, iyi bir eğitim almıştır.      Fatih, kendi devrinin müderris sûfîlerinden
                                       Kütüphanesindeki kitaplar ve eserlerindeki   Kutbeddinzade el-İznikî’den (ö. 1480)
                                       ilmî derinlik, bu eğitimin güçlü bir kanıtı   Ahmed-i İlâhî’den (15. yy.) özel olarak bir
                                       sayılabilir. Kütüphanesinde felsefeden     Miftâh şerhi yazmalarını istemiştir.


                                       3 William Chittick, “The Last Willand Testament of Ibn Arabi’s Foremost Disciple, Sadr al-Din Qunawi”, Sophia Perennis, sy, IV,
                                       1978, ss. 43-58.







                                                                              80
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87