Page 127 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 127

Konevî ile Evhadüddin-i Kirmânî arasındaki   vefat eden Bahâeddin Veled -mezarı Mevlânâ
             samimi ilişkinin aile bireyleri ve talebelere   Türbesi’ndedir- ömrünün son demlerini
             de yansıdığını gösterir. Babası hayatta iken   yaşadığı Konya’da mütevazı da olsa bir çevre
             ölen Sadeddin Çelebi, Konya’daki Musalla     edinmiştir. Başta oğlu Mevlânâ Celâleddin-i
             Mezarlığına defnedilmiştir.                  Rûmî olmak üzere haleflerine bırakacağı
                                                          bu çevrenin oluşumunda, genellikle devlet
                                                          yöneticilerin destek, himaye ve ev sahipliğinde
             Bahâeddin Muhammed Veled ve                  düzenlenen ilim meclisleri ve vaazların büyük
             Ailesi                                       etkisi olmuştur. Nitekim I. Keykubad’ın
                                                          atabeyi Bedreddin Gevhertaş (ö. 1262),
             1151’te Horasan Belh’te dünyaya gelen        hükümdarın huzurunda düzenlenen bir tefsir
             Bahâeddin Veled, sufimeşrep bir ulema        sohbetinde, Bahâeddin Veled’in ilmine hayran
             ailesine mensuptur. Babası Hanefi âlimi      kalır, onun isteğiyle çocukları için bir medrese
             Celâleddin Hüseyin b. Ahmed el-Hatîbî’dir.   yaptırır ve buraya birtakım vakıflar tahsis
             Annesi Hârizmşahlar hanedanından birinin     eder. Günümüze ulaşamayan ve Medrese-i
             kızı olmalıdır. Erken yaşlardan itibaren     Mevlânâ, Celâliye, Molla Atik gibi adlarla
             öğrenim görmeye başlamış, başta fıkıh olmak   anılan söz konusu medrese, 1232’de Alâeddin
             üzere dinî ilimler, hikmet ve tasavvuf alanında   Tepesi’nin kuzeydoğusuna inşa edilmiştir.
             hızlı bir gelişme kaydederek sultânu’l-ulemâ   Mevlânâ burada bir süre ders vermiştir. Bu
             olarak anılmaya başlamıştır. Bahâeddin Veled,   yapı Mevlevîler tarafından yönetilen bir eğitim
             tasavvufî pratikleri uygulayan/uygulatan bir   merkezi olarak da işlev görmüştür.
             âlim görünüşüne sahiptir. Vaaz ve derslerine
             katılan âlim, sufi, yönetici ve halktan insanlar   Mevlânâ 1207’de Belh’te dünyaya gelmiş,
             sayesinde geniş kitleleri etkilemiştir. Sözleri   1229’dan itibaren yaklaşık yarım asır ilmî
             tesirli ve anlam yüklü, sohbetleri coşkuludur.   ve irfanî faaliyetlerde bulunarak âdeta
             Muhtelif zaman ve zeminlerdeki konuşmaları   bütünleştiği Konya’da 1273’te vefat etmiştir.
             ile kendisine yöneltilen sorulara verdiği    Onun öğrenimi ve manevi gelişiminde şu
             cevapların derlenmesinden oluşan Maârif      üç ismin özel bir yeri vardır: Babası, babası
             isimli bir eseri bulunmaktadır.              ile arasındaki tasavvufî bağlantıyı sağlayan
                                                          Seyyid Burhâneddin-i Tirmizî (ö. 1244 [?]) ve
             Daha uygun bir ortamda ders/irşat            kendisini derinden etkileyen Şems-i Tebrizî
             faaliyetlerini yürütme ve yaklaşan Moğol     (ö. 1247 [?]). Mevlânâ, bu ilk iki isimden
             saldırıları karşısında yakınlarının yaşamını   züht nitelikli bir tasavvuf telakkisi almıştır.
             güvenceye alma gereği duyan Bahâeddin Veled,   Üçüncü isim ise onu ilahi aşk ve cezbeye
             ilerleyen yaşına rağmen, 1219’da Anadolu’ya   dayalı bir mistik anlayışıyla tanıştıracaktır.
             yönelmiştir. Binlerce kilometrelik uzun ve   İbnü’l-Arabî’nin vahdet-i vücud düşüncesi de
             zorlu bir göçün ardından geldiği Erzincan ve   Mevlânâ’yı derinden etkilemiştir. Görüldüğü
             Karaman’daki kısa süreli ikametleri sırasında   üzere Mevlânâ bu üç farklı anlayışı birleştirip
             müderrislik görevini sürdürmüş, 1229’da      bağdaştırarak yeni bir senteze ulaşmış, böylece
             Konya’ya yerleşmiştir. Altınapa Medresesinde   tasavvuf tarihindeki müstesna yerini almıştır.
             iki yıl müderrislik yaptıktan sonra 1231’de








                                                        125
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132