Page 126 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 126

Sadreddin-i Konevî arasındaki verimli ilişkiler,  meclislerinin, posta oturma törenlerinin öne
                               ilerleyen süreçte birlikte çıkacakları irfan   çıkan katılımcılarından biridir. Özellikle
                               seyahatleri sayesinde Mısır, Hicaz, Halep ve   Sadreddin-i Konevî Zaviyesi’nde cuma
                               Şam’da da devam edecektir.                   günleri yapılan mutat toplantıların, çeşitli
                                                                            eserlerin okunması, yorumlanması, yazılması
                               Sadreddin-i Konevî, I. Alâeddin Keykubad
                               döneminde (1220-1237) Malatya ya da Şam’dan   ve çevrilmesine vesile olması yönüyle oldukça
                               Konya’ya gelerek Hâce-i Cihân lakabıyla      verimli geçtiği göze çarpmaktadır.
                               tanınan Bedreddin Ahmed b. Kayser’in         Sadreddin-i Konevî, İbnü’l-Arabî’nin
                               kendisine tahsis ettiği evde/zaviyede        metafizik ve mistik bir sistem hâlinde
                               faaliyetlerini yürütmeye başlamıştır. Nitekim   tasavvuf dünyasına sunduğu vahdet-i
                               İbnü’l-Arabî Aralık-Ocak 1229-1230 tarihinde   vücud düşüncesinin, ondan sonraki en
                               düştüğü bir semâ kaydında, üvey evladını     önemli temsilcisi ve onun ilk şârihi olarak
                               Konevî nisbesiyle anmaktadır. Sadreddin-i    kabul edilmektedir. Klasik anlamda bir
                               Konevî belirtilen tarihten önce ve sonra     tarikat yapılanmasına gitmeyen İbnü’l-
                               zaman zaman Konya dışında çeşitli beldelerde   Arabî’nin ölümünü izleyen süreçte, onun
                               bulunmakla birlikte, İbnü’l-Arabî’nin 1240’ta   geliştirdiği yorumlar etrafında zamanla
                               vuku bulan ölümünden sonra onun birtakım     bir düşünce ekolü oluşmuştur. Bu sürecin
                               eserlerini de yanına alarak artık tamamen    gelişiminde etkin rol oynayan ilk isimler,
                               Konya’ya yerleşmiştir.                       Sadreddin-i Konevî ve onun etrafında
                                                                            toplanan Müeyyidüddin-i Cendî (ö. 1292 [?]),
                               Şeyhülislam yani âlimlerin reisi olarak anılan
                               Sadreddin-i Konevî hadis ilmiyle de ilgilenmiş   Saîdüddin-i Fergânî (ö. 1300) gibi muhakkik
                               hatta Şerhu’l-Erbaîne Hadîsen isimli bir derleme   sufilerdir. Üstatlarının görüş ve öğretilerini
                               kaleme almıştır. Onun özellikle ömrünün      sistematize etmeye ve yaymaya çalışan bu
                               sonlarına doğru sözlü/yazılı hadis rivayetine   kişiler, Ekberîler adıyla anıla gelmişlerdir.
                               yoğunlaştığı, içlerinde Kutbüddin-i Şîrâzî (ö.   Dolayısıyla 1250’li yıllara doğru İslami
                               1311) gibi büyük bilginlerin de yer aldığı bazı   ilimlerdeki birikimi, öz ve üvey babalarından
                               kimselere icazetler verdiği göze çarpmaktadır.   kendisine miras kalan çok sayıda kitap
                               Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî de (ö. 1273)       ve risale ile Anadolu’ya yönelerek artık
                               zaman zaman Sadreddin-i Konevî’nin hadis     Konya’da karar kılan Sadreddin-i Konevî,
                               derslerine katılmıştır. Aksaraylı, Kırşehirli,   kurduğu ilişkiler, verdiği dersler, yazdığı
                               Reyli, Hemedanlı, İsfahanlı, Tebrizli vb.    eserler (Miftâhu’l-gayb, Fusûsü’l-hikem vb.) ve
                               olduğu anlaşılan pek çok kişinin Sadreddin-i   yetiştirdiği talebelerle bu Selçuklu başkentini
                               Konevî’nin hadis derslerinde bir araya gelmesi,   Ekberîliğin merkezi konumuna getirmiştir.
                               onun ilmî otoritesiyle ne kadar büyük bir    Kaynaklarımız Sadreddin-i Konevî’nin Sekîne
                               çekim gücü oluşturduğunu ispata kâfidir.     ve Sadeddin Çelebi isimli iki çocuğundan
                               Vaizlik yönü de bulunan Sadreddin-i Konevî,   bahsederler. İlginçtir ki Sadeddin Çelebi,
                               genellikle devrin ileri gelen yöneticilerinin   Evhadüddin-i Kirmânî’nin baş halifesi
                               himaye ve ev sahipliğinde düzenlenen; âlim,   olarak Konya’da faaliyet gösteren Zeynüddin
                               fakih, şair ve sufileri bir araya getiren ilim   Sadaka’nın talebesidir. Bu, Sadreddin-i








                                                                          124
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131