Page 125 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 125
husus tartışmalıdır. Ama onun, en azından, saygısını kazanmasına vesile olur. Böylece
İbnü’l-Arabî ile tanıştığı 1203’ten itibaren İbnü’l-Arabî’nin Anadolu’da görüşlerini
Rûmî nisbesiyle anıldığını gösteren bazı açık yaymasına ve bu toprakların düşünce yapısında
kayıtlara sahibiz. Bu ayrıntı, Endülüs ya da da derin izler bırakmasına zemin hazırlar.
başka bir bölgeden gelmesi saklı kalmak Nitekim ilerleyen süreçte oğlu Sadreddin-i
koşuluyla, Mecdüddin İshak’ın 1203’ten Konevî de faaliyetlerini bu zemin üzerine bina
çok daha önce Anadolu’ya yerleştiğini edecektir.
düşündürmektedir. Nitekim II. Kılıç Arslan’ın Sadreddin-i Konevî, takriben 1209’da
1178’de Malatya’yı egemenliği altına aldığı Malatya’da doğmuş, 1274’te Konya’da vefat
sırada burada yaşamakta olan Mecdüddin ederek buraya defnedilmiştir. Bazı kaynaklar
İshak, söz konusu tarihten itibaren Türkiye onun şehzade yani hanedana mensup biri
Selçuklularının hizmetine girmiş olmalıdır. olduğu üzerinde durur. İktidar çevresiyle
II. Kılıç Arslan, Mecdüddin İshak’ı oğlu geliştirdiği yakın ilişkileri, üstlendiği politik/
I. Gıyâseddin Keyhusrev’in eğitimiyle diplomatik görevleri dikkate aldığımızda,
görevlendirir. Mecdüddin İshak Uluborlu’daki babası Mecdüddin İshak gibi saygın bir
valiliğinden (1185-1192) başlayarak ilk saltanatı kişinin Selçuklu sarayına mensup bir
(1192-1196) ve ikinci saltanatı (1205-1211) hanımla evlenmesi mümkündür. Sadreddin-i
sırasında I. Keyhusrev’in maiyetinde yer almış, Konevî’nin bazı geç dönem kaynaklarında
ona hocalık ve danışmanlık yapmıştır. İkili adı Gevher Hatun olarak geçen annesi,
arasında daima samimi bir ilişki söz konusu kocası Mecdüddin İshak’ın 1221’de vuku
olmuştur. Öyle ki I. Keyhusrev, oğlu ve halefi bulduğu tahmin edilen ölümünden sonra
I. İzzeddin Keykâvus’un eğitimine de hocasını Malatya’da İbnü’l-Arabî ile evlenecektir. Bu
memur etmiştir. Mecdüddin İshak bu sayede akrabalık bağı, Sadreddin-i Konevî’nin erken
I. Keykâvus’un Malatya valiliği (1205-1211) ve yaşlardan itibaren üvey babasının gözetiminde
hükümdarlığı (1211-1220) sırasında da önemli yetişmesini sağlamış, onun en önemli talebesi,
roller üstlenecektir. öğretilerinin vârisi ve eserlerinin şârihi olması
gibi, sonraki yüzyılları da derinden etkileyen
Mecdüddin İshak’ın devrin öne çıkan sufi
ve âlimleriyle kurduğu samimi ilişkiler ve mühim gelişmelere kapı aralamıştır.
onları Anadolu’ya celbetmedeki başarısı, Sadreddin-i Konevî dinî ilimler alanında
Türkiye Selçuklularının kültür politikasının dönemin ileri gelen hocalarından düzenli bir
şekillenmesinde etkili olmuştur. Bu çerçevede eğitim almıştır. Onun manevi gelişiminde
değinilmesi gereken en önemli sima, bütün etkili olan kişilerden biri de Evhadüddin-i
zamanların en ünlü mutasavvıfı İbnü’l-Arabî Kirmânî’dir (ö. 1238). Sadreddin-i Konevî’nin
olsa gerektir. Zira Şam yada Mekke’deki zahirini ilim ve erdemlerle donatan İbnü’l-
ikameti sırasında İbnü’l-Arabî’nin irşat/ders Arabî, onun bâtınını irşat etmeyi yani yaklaşık
halkasına katılan Mecdüddin İshak, 1205’te on beş yıl sürecek tasavvufî terbiyesini,
(I. Keyhusrev’in ikinci defa tahta çıktığı yıl) dostu Evhadüddin-i Kirmânî’nin uhdesine
onu da yanına alarak Konya’ya gelir, bu büyük bırakmıştır. Coşkun mizaca sahip bir
sufinin Selçuklu iktidar muhitinin destek ve Ebherî şeyhi olan bu zat ile İbnü’l-Arabî ve
123