Page 158 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 158
Hacı Bektaş-ı
Veli’nin Vilâyetnâme,
Beyazıt Yazma
Eserler Kütüphanesi,
B9272Dmr
arasında saygı ve itibar gören, varlıklı bir kulları üzerine lütuflarını yayan, miskin
kimse olduğu anlaşılmaktadır. Kendisine ait ve fakirlerin ihtiyaçlarını gideren, din ve
olup günümüze ulaşan iki hüccet kaydından milletin tâcıdır. Bu bilgiler tabii olarak
anlaşıldığına göre Hacı İbrahim Sultan, vakfiye sahibine yapılan biraz da abartılı
Kadı Necmeddin Muhammed Kutluğ- övgüler olarak kabul edilebilir, fakat aynı
zâde Sadreddin Mahmud’un oğlu Hafız zamanda tekkenin işlevini ve şeyhin halk
Sadreddin’den Akşehir’in Sorkun Köyünü nezdindeki konumunu ortaya koyması
bin dirhem karşılığında; Emir Mahmud- bakımından da kıymetlidir. Nitekim
zâde Mustafa Çelebi ile Paşa ve Mustafa Mustafa Cavid de Şeyh İbrahim’in gelip
isimlerini taşıyan iki oğlundan ise 780/1378 geçenleri doyurduğunu yazmak suretiyle
yılında Akşehir’deki Subaşı üzüm bağını 450 şeyhin ve tekkesinin üstlendiği fonksiyonu
altın filori karşılığında satın almıştır. ortaya koymaktadır. Türbe kitabesindeki
Vakfiyesinde Şeyh Hacı İbrahim Sultan, “melikü’l-meşâyihi’l-ârifin” ibaresi de şeyhin
zâhid ve takvâ sahibi, evtâdın kutbu, devrin mutasavvıfları nezdinde sahip olduğu
sâliklerin imamı ve burhânü’l-muhakkıkîn konumu ortaya koymaktadır.
olarak zikredilmektedir. Yine vakfiyede Hamidoğulları’nın bölgede hâkim olduğu
belirtildiğine göre o, Allah’ın muvahhid dönemde vefat eden şeyh, vaktiyle
156