Page 66 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 6. Sayı
P. 66
bir mahalle görülmektedir. “Göl Mahallesi Karamanoğulları Dönemi’nin sonlarına doğru,
Mescidi” vakıfları içerisinde, Gedeglas ve Türkiye Selçuklu Dönemi’nde zikrettiğimiz
Filoros’daki bağlar buraya bağışlanmıştır. Yine Konya’nın batısında farklı şekillerde ismi
aynı defterde “Kurugöl Mescidi” vakıfları geçen yerlerin bir bölümü Hocacihan olarak
arasında Filobad yolundaki bir yer buraya anılmıştır. Şöyle ki, Fatih dönemine ait
vakfedilmiştir. Bayezid döneminde de “Göl tahrirde vakıf sahipleri ve yerleri zikredilirken
Mahalle Mescidi” vakıfları devam etmiş, yine çoğunlukla, Karamanoğlu İbrahim Bey’i
hakeza, Filoris ve Gedeglas’daki toplamda işaret eden “İbrahim Bey mektubu” olarak
77 dönüm bağ arazisi buraya vakfedilmiştir. birçok kayıt düşülmüştür. Buradan hareketle
Hemen ardından Fatih Defterinde olduğu Karamanoğulları zamanından itibaren buraya
gibi Kurugöl Mescidi vakıfları da burada Hocacihan isimlendirmesi verilmiş ve daha
devam etmiştir. Kanunî dönemine ait 937 sonra da bu ad Osmanlılara geçmiştir.
(1530) tarihli tahrirde de “Göl Mahallesi” Osmanoğulları ile Karamanoğulları mücadelesi
ve “Kurugöl Mahallesi” Mescitlerine ait bir yüzyılı aşkın süre boyunca devam
vakıfların devam ettiği görülmektedir. etmiştir. Bu dönem zarfında Osmanlılar
Konya’daki gölün varlığı sonraki yüzyıllarda Konya’yı, Karamanoğulları’ndan almakla
da devam etmiştir. XVI. yüzyıl coğrafyacısı kalmamış, bu beyliğin varlığına da son noktayı
Âşık Mehmed’in Menâzırü’lavâlim isimli koymuşlardır. Hocacihan ve havalisinde Fatih
coğrafya eserinde; “Garbinde (Batısında) döneminde vakfedilen yerlerde Selçuklu
göl ile nihayet bulan bir nehir akar… Nehir döneminden gelen vakıfların bir bölümünün
boyu ve gölün etrafı çimenliktir. Gölün şimal devam ettiği görülmektedir. Bunlara örnek
(kuzey) tarafı müstesna, her üç tarafından olarak, Şemseddin Altunaba’nın hayattayken
dağlarla çevrilmiştir…” şeklinde geçmektedir. vakfettiği yerlerden, Ebulfazıl Ahmed
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, yine Bey Camii’ne “Hocacihan’da bir kıta bağ”,
XVII. yüzyılda Hocacihan havalisindeki Amber Reis Vakfı’na, “Hocacihan’da yer”;
göl hakkında, Meram Dağı’ndan doğan Kadı İzzeddin Camii ve Medresesi Vakfı’na,
suların, Konya Ovası’nda göl haline geldiğini “Hocacihan’da Tavşan Ece Bağı”, La’l Paşa
söylemektedir. XIII. ve sonraki birkaç Darülhuffaz’ı Vakfı’na, “Gedeglas değirmen
yüzyılda şehrin batı tarafı, dağlardan gelen yerinin mukataası” … onlarca vakıftan yalnızca
suların oluşturduğu göl kenarında olduğu birkaçıdır.
için bu alan Konya’nın yeşil bölgesidir. Bu
tezi destekler nitelikte Menâzırü’l-avâlim’de Yine Fatih’in oğlu II. Bayezid
şöyle denilmektedir: “… Konya’nın çok güzel döneminde, Osmanoğulları’nın ilhak
olan bağları ve bahçeleri pek çoktur ve iki politikası sonuçlanmış, bu topraklar
taraftadır: birisi çöl tarafındadır (doğu tarafı), Karamanoğulları’ndan tamamen alınmış ve
diğeri, dağlık mıntıkada ve göle yakındır Osmanlı egemenliğine girmiştir. Hocacihan ve
(batı tarafı)…” Metinlerde sıklıkla geçen göl, havalisinde II. Bayezid döneminde vakfedilen
dağlardan gelen yağmur sularının şehirde yerler ve vakıf sahiplerine örnek olarak da;
kontrollü bir şekilde tutulması sonucu Karamanoğlu İbrahim Bey zamanından gelen
meydana gelmiş olmalıdır. Sahib Darülhuffaz Vakfı’na, “harap Hocacihan
64