Page 103 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 103
Sipehsâlâr ise bu manzara karşısında Sadreddin’in onlardan bir şey sâdır olmaz.” Pervâne bu sözlere
iyice kendini kaybettiğini, bunun üzerine uyar, istek sahipleri de dağılır. Sadece câiz
imâmete Kadı Sirâceddin’in geçerek Mevlânâ’nın görmekle kalmayıp, Mevlânâ’nın çağdaşı başka
namazını onun kıldırdığını kaydeder. bazı mutasavvıflar gibi, Sadreddin-i Konevî’nin
de semâ ettiği bilinmektedir. Hatta bizzat kendi
zaviyesinde semâ toplantıları yapılmıştır.
Mevlânâ’dan Sonraki Günler Sadreddin-i Konevî aynen Mevlânâ gibi, o
günün bazı halk âdet ve geleneklerine karşı
Mevlânâ’nın vefatından sonra bir süre daha
yaşamış olan Sadreddin, onun irtihâline hayli müsâmahalı görünüyor. Ölen bir delikanlının
üzülmüş görünüyor. Bir ziyafette mahfil emîri anne ve babası, o devrin âdeti icâbı cenâzenin
Kemâleddin, Sadreddin’e hitâben: “Âlemde önünde gûyendelerin bulunmasını ve gazeller
İslâm dininin şeyhi...” diye seslenince, Mevlânâ’yı okumalarını ister. Ahî Ahmed diye birisi: “Bu,
kastederek şöyle demekten kendini alamaz: şeraitte bid’attir, câiz değildir.” diyerek engel olur.
“Dünyada İslâm’ın şeyhi bir kişiydi, o da gitti. Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled araya girer, kendisi
Böylece onun ölümünden sonra cemiyetimizin de gûyendelerin bulunmasını istemektedir.
bağı çözüldü. Mânâ gerdanlığının ortasındaki İhtilâfın hâlli için Sadreddin’e baş vurulur. O
inci kayboldu. Artık bundan sonra işlerin ve da Bahâeddin Veled’i haklı bulur ve şöyle der:
cemiyetin düzeni bozulacaktır.” “Bu tıpkı şuna benzer: Bir halife bir âriften
Cüneyd mi yoksa Bayezid mi büyüktür? diye
Bilindiği gibi Mevlânâ’nın temâyüz ettiği sorar. Ârif: Bu ikisinden daha büyük bir adam
hususlardan birisi bazı vesilelerle semâ etmesidir. lâzımdır ki bu iki velî arasındaki büyüklüğü ve
Her devirde olduğu gibi o zamanlarda da semâa fazileti tâyin edebilsin. Velîlerin güzel bid’atleri
karşı olanlar vardı. Mevlânâ’nın sağlığında bu peygamberlerin sünnetleri gibidir, bunları
konuda resmî bir yasaklama getirtemeyen bazı kaldırmak doğru değildir.” der. 10
fakihler, vefatından sonra ortamı kendileri
için daha müsait hissetmiş olmalılar ki vezir Netice itibariyle, aynı tarihlerde ve aynı şehirde
Pervâne’ye başvururlar. Semâın haram olduğunu, yaşamış olan Sadreddin ile Mevlânâ Celâleddin 11
yasaklanması gerektiğini söyleyip ısrar ederler. arasında yakın bir dostluk olduğu ortaya çıkıyor.
Bunun üzerine Pervâne Sadreddin’in fikrini almak
ister. Bu konuda Sadreddin’in cevabı şöyledir:
Ekberîlik ve Mevlevîlik Birbirine zıt
“Bana inanırsanız, Mevlânâ’ya saygınız varsa mıdır?
bu işe müdahale etmeyin (...) velîlerden yüz
çevirmek uğursuzluk getirir. Velîlerin bu Burada Sadreddin-iKonevî ile Mevlânâ’nın
türlü bid’atleri peygamberlerin sünnetleri görüş ve fikirlerinin mukayesesine girmemiz
mesâbesindedir. Allah’ın işareti olmadan sözkonusu değildir. Ancak bir istitrad yapmadan
10 Eflâki, metin, II, 823-824, terc. II, 232-233; Aydın Taneri, Türkiye Selçukluları Kültür Hayatı, Konya 1977, s. 59-60. Buna mukabil
Sadreddin-i Konevî’ye atfedilen bir Vasiyetnâme’de, kendi cenâze töreninde cenâze okuyucularının bulunmasını istemediği dikkati çeker.
Bkz. O. Ergin, a.g.m., s. 81, 82; Konya Tarihi, 497.
11 Nihat Keklik, a.g.e., s. IX.
101