Page 104 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 104

Abdullah Efendi (v. 1071/1661) bütün Mesnevî’yi
                                                                                 ilk harfinden başlayarak sonuna kadar, arada
                                                                                 bir irtibat olup olmadığına bakmadan, İbn-i
                                                                                 Arabî’nin varlık birliği nazariyesine göre şerh
                                                                                 ettiler. Bu suretle Mevlânâ’nın fikirleri tamamiyle
                                                                                 bozulmuş ve ortadan kaldırılmış olduğu gibi,
                                                                                 Türkiye’de hâkim yegâne tasavvuf telâkkisi İbn-i
                                                                                 Arabî’nin telâkkisi oldu. 13

                                                                                 İbn-i Arabî ve Sadreddin-i Konevî’nin temsil
                                                                                 ettiği düşünce ile Mevlânâ’nın fikirleri arasında bu
                                                                                 derece farklılık veya muhâlefet olduğu görüşüne
                                                                                 katılmak, kanaatimizce mümkün değildir.
                                                                                 Aralarında yabancılık değil, birlik olduğuna dâir,
                                                                                 Eflâkî’nin rivâyetine evvelce işaret etmiştik.
                                                                                 Mevlânâ gibi Konevî de sûfî bir düşünür olduğu
                                                                                 için, onun düşünce kaynağını da her şeyden önce
                                                                                 İslâmî inançların teşkil etmesi tabiî bir vâkıadır.
                    Konevî Türbesi
                                                                                 Yine bir mutasavvıf olarak Sadreddin insan
                                                                                 aklının bağımlı (mukayyed) olduğuna, hakikatleri
                                   geçemeyeceğiz. Şöyleki: Rahmetli olmuş iki    kavramak için mükâşefe ve müşâhede’ye ihtiyaç
                                   değerli araştırıcımızın, Abdülbaki Gölpınarlı   bulunduğuna inanır. Bu yüzden de filozofların
                                   (1900-1982) ve Ahmet Ateş’in (1913-1966),     rasyonalizmine zıt bir tavır takınır.  Bu durum
                                                                                                              14
                                   yazdıklarına bakılırsa, Sadreddin’in mensup   Mevlânâ için de aynıyla vâkidir. 15
                                   olduğu düşünce sistemi ile Mevlânâ’nın düşünce   Aslında bu beraberlik tasavvuf düşüncesinin
                                   sistemi neredeyse zıt kutuplar şeklinde takdim   özelliğinden kaynaklanmaktadır. Hemen bütün
                                   ediliyor. Gölpınarlı’ya göre: “Padişahça yaşayan   mutasavvıflar hadiselere tevhidçi bir gözle
                                   Sadreddin ile yoksulca yaşayan ve tam bir halk   bakmışlar, her biri kendi üslûp ve imkânları
                                   adamı gibi olan Mevlânâ’nın arası her şeyden   ile, bir olan Hakikat’in izah ve tafsili ile
                                   önce inanış bakımından açıktı. Sadreddin, İbn-i   meşgul olmuşlardır. XIII. yüzyıldan itibaren
                                   Arabî mümessili idi, onun yolu ise bilgi ve tevil   Anadolu’da İbn-i Arabî ağırlıklı düşüncenin
                                   yolu, Mevlânâ’nınki aşk ve cezbe yolu idi.” 12  hâkim olduğu doğrudur. Lakin bunda en büyük
                                   Ahmet Ateş’e göre ise: Anadolu’da İbn-i       âmil, mesela Köprülü’ye göre İbn-i Arabî değil,
                                   Arabî’nin fikirlerine ancak Mevlânâ’nın fikirleri   “...onun karanlık ve müphem nazariyelerini
                                   karşı koyabilirdi. Fakat Mesnevî’nin iki büyük   şâirâne bir vecd ile canlandıran ve bu suretle
                                   şârihi, İsmail-i Ankarevî (v. 1041/1631) ile Sarı   çok mahdut bir zümre arasından çıkarıp daha


                                   12 Bkz. A. Gölpınarlı, a.g.e., 232, 233.
                                   13 Bkz. Ahmet Ateş, “Muhyiddin Arabî”, İA, VII, 554.
                                   14 Bkz. Nihat Keklik, “Sadreddin Konevî Düşüncesinde İnsan Kader ve Ahlâk”, İslâm Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, IV, İstanbul 1964 s. 65, 71
                                   15 Meselâ bkz. Mevlânâ, Mesnevi, çev. Veled İzbudak, I, beyit: 3467 vd, III, beyit: 2505 vd, IV, beyit: 2831 ve beyit: 3322 vd.







                                                                              102
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109