Page 101 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 101
Mesnevî,
Mevlânâ Müzesi
Gıyâbında ise daha bir saygı doludur. tezâhürü müdür, bilinmez; Mevlânâ’nın cevabı
Sadreddin’den Mevlânâ’nın mânevî hâlleri ilgi çekicidir: “Şeyh vallahi mukallittir, sizin
sorulduğu vakit verdiği cevap, onun üçüncü hicrî tahkîkinize nisbetle mukallittir.” der.
asrın iki meşhur sûfîlerinden bile üstün olduğu Ömrünün son senelerinde Mevlânâ’nın da
şeklindedir. Der ki: “Eğer Bayezid el-Bistâmî (v. Sadreddin’e karşı samimi bir muhabbet hissiyle
261/874) ve Cüneyd el-Bağdâdi (v. 297/909) bu dolu olduğu anlaşılıyor. O ağır hastadır, artık
devirde yaşasalardı, bu Tanrı erinin atının eğer vefatı yaklaşmıştır. Ziyaretçiler gelip gitmektedir.
örtüsünü omuzlarında taşırlardı ve bu hizmeti Dudaklarının kuruluğu gitsin diye şerbet sunmak
canlarına minnet sayarlardı. Muhammed dininin isterler, fakat kabul ettiremezler, kimsenin
fakirlik sofrası da odur, biz tufeyli gibi ondan elinden almaz. Nihayet Sadreddin verince
istifâde ediyoruz.” reddetmez ve bir kaç yudum içer. Duygulanan
Mevlânâ da bu dostluğa karşılık vermiş ve Sadreddin üzüntüsünü şöyle dile getirir:
Sadreddin’e fazlasıyla ilgi göstermiş olmalı ki “Yazık yazık, Hüdâvendigâr’ın mübârek
Mevlânâ’nın en yakınlarından biri olan Çelebi vücûdundan mahrum kaldığımız vakit hâlimiz
Hüsameddin bir gün şöyle sormaktan kendini nice olur?” demekten kendini alamaz.
alamaz: “Siz muhaddis Şeyh Sadreddin’e çok
inâyet ve riâyette bulunuyorsunuz. Acaba şeyh Belki aynı gün ayrılacağı sırada veya son bir
muhakkık mı, yoksa mukallit midir?” Sual hasta ziyaretinde Sadreddin Mevlânâ’ya sağlık
sahibini tatmin için midir, yoksa aralarında temennisinde bulundu ve Allah’tan şifâlar diledi.
varlığından söz edilen meşrep farkının bir Mevlânâ’nın mukabelesi ise şöyle oldu: “Bundan
99