Page 71 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 71
Tasavvuf, başından itibaren kendisini bir bilgi sistemi olarak
sunmuş ama daima tasavvufî bilginin geçerliliği ve değeri
eleştirilere mâruz kalmıştı. İlk dönemde sûfî teorisyenler,
tasavvufu ihsan ve fıkh-ı bâtın alanına odaklanan bir ilim
olarak kurgulamak suretiyle tasavvufî bilginin yetki alanını da
belirlemiş oldular.
ilkeler var mıydı? Müşâhedenin doğrusunu anlamamızı ve doğru yorumlamamızı mümkün
yanlışından ayırabileceğimiz ölçütü var kılan bir epistemolojik zemin oluşturmayı,
mıydı? Konevî, bu durumu miyâr kavramıyla böylece tasavvufî bilginin sübjektifliğine
ifade eder. Nazarî ilimlerde mantık, dil yönelik eleştirileri bertaraf ederek objektif
ilimlerinde nahiv, şiirde vezin, musikîde kriterleri olan bir ilim kurmayı amaçlamıştır. 8
nota gibi her ilmin sahihini bâtılından, Tasavvuf ilminin miyâr ve mizanının olduğunu
doğrusunu yanlışından ayıran miyârı vardır. söylemek, meselenin önemli bir başka
Miyâr, geçerlilik ve doğruluk kriteridir. yönüydü. Açıklığa kavuşturulması gereken
Miyâr olmazsa ilmin takip edilebilirliğinden bir husus daha vardı. Bu da, peki bir ilimde
ve kesinliğinden söz edemeyiz. Mesela doğruyu yanlıştan ayıran kriterler nelerdi?
nazarî melelelerde mantık ilmi doğru bilgiyi Daha önce belirtmiş olduğumuz üzere Konevî,
yanlışından ayırmanın ölçütüdür. Dolasıyla neredeyse bütün eserlerinde bu kriterleri
üretilen bilgi, mantığın ilkelerine uygunluğuna tespit etmeyi ve tasavvuf ilminin ürettiği
göre geçerlilik kazanır. Konevî, metafizik bilgileri bu kriterlere göre yorumlamayı
alanla ilgili müşâhedeye dayalı bilginin de hedeflemiştir. Ancak özellikle, sadece bu
kriterleri olduğunu söyleyerek bir tür tasavvuf noktaya odaklandığı Miftâhu’l-gayb’da ana
ilminin mantığını inşa etmeyi amaçlar. Böylece ilkeleri açıklar. Bir kısmı ontolojik, bir kısmı
muhakkik sûfîlere göre her mertebe, isim, epistemolojik, bir kısmı da hem ontolojik
makam, hâl ve şahsın, durumuna uygun hem de epistemolojik olmak üzere on temel
bir mizanı vardır. İşte bu miyâr ve mizan ilke ve kaideyi tespit eder. Diğer eserlerinde
sayesinde yüce mertebelerin, hâllerin ve de bu küllî kaidelere bağlı tâlî kaideleri ortaya
makamların mensupları için gerçekleşen fetih koyar. Kuşkusuz bizim buradaki amacımız, bu
türleri, şuhûdî ve ledünnî ilimler, ilhamlar, kaideleri tek tek anlatarak uygulama alanlarını
vâridler ve tecellîler birbirinden ayrıt edildiği tespit etmek değil, bununla Konevî’nin
gibi ilâhî ve melek kaynaklı sahih ilham ile ne yapmak istediğini ortaya koymaktır.
kendisine güvenilmemesi gereken şeytanî Bu yüzden bu kaideleri anlatma cihetine
ilkâlar da tespit edilir. Konevî, miyâr ve mizan gitmiyoruz. Ancak bir örnek olması için
perspektifiyle müşâhedeye dayalı bilgileri
8 Konevî, a.g.e., s. 36-37.
69