Page 141 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 141

son derece önemlidir. Henüz on yedi yaşında  Şeyh Evhadeddin-i Kirmânî 630/1233
                 iken Malatya’da “İskenderânî” diye meşhur   yılında hac emiri olarak hacca gittiği
                 Kemâleddin Ali b. Muhammed’den birçok       zaman beraberinde Sadreddin-i Konevî
                 mühim eseri okuduğunu bu notlarında         ile Cemaleddin-i Vâsıtî de vardır. Konevî
                 anlatır. Allahulatîfünbi-ibâdihî ibaresiyle   bu yolculukta Cemaleddin-i Vâsıtî’den
                 başlayan notların ilki Şemseddin Yusuf ed-  bazı hadis kitaplarını okumuştur. Yine
                 Dimaşkî’ye aittir. Bu nottan anlaşıldığına   Muhyiddined-Dımaşkî’den de Arap
                 göre, Konevî ondan meselâ Sa‘leb’in         edebiyatına dair bazı eserleri okumuştur. 11
                 Fasîh’ini, Târîhu İsbehân’ın bir kısmını ve   Konevî rıza mertebelerini anlatırken adını
                 başka eserleri okumuştur. Ebû Tâhir es-     vermediği, derecesi yüksek bir tasavvuf
                 Silefî’nin (ö. 576/1180) Erbaûne Hadîsen adlı   hocasından bahseder. Ona göre rıza
                 kitabını da Kur’an hocası Burhaneddin Ebû   mertebelerinin en yücesi, kulun ubûdiyet
                 Tâhir İsmail b. Muhammed el-Ensârî’den      mertebesinde hiçbir maksat olmadan, hiçbir
                 okuduğunu zikreder. Sonraki sayfalarda      muayyen beklentisi bulunmaksızın Hak ile
                 İbnü’l-Arabî’den okuduğu eserlerin adları ile   olmasıdır. Bu hususta şöyle der: 12
                 birkaç yerde Şeyh’in (İbnü’l-Arabî) kendi el
                 yazısı ile icazetleri vardır. 8             Bu makama erenler son derece nadir
                                                             bulunur. Bunların azlığının iki sebebi
                 İbnü’l-Harrât’ın (ö. 582/1186) ahkâm        vardır: Makamın zatındaki yücelik ve
                 hadislerine dair el-Ahkâmü’l-kübrâ/vüstâ    onu kazandıracak yolun bilinmemesi.
                 adlı eserini Konevî’nin Kemâleddin Ebü’l-   Şeyh’ten sonra bu makama yaklaşan
                 Hasen Ali b. Muhammed’den okuduğuna         kimseyi görmedim. Sadece önce Mescid-i
                 dair bir semâ kaydı vardır. Aynı yerde      Aksâ’da sonrada başka bir yerde kendisiyle
                 bulunan temellük kaydı Konevî tarafından    görüştüğüm bir şeyh hariç. Bu şeyh kendisi
                 13 Rebîulâhir 624 (3.4.1227) tarihinde      ile karşılaştığım kişilerin en yükseklerinden
                 Malatya’da yazılmıştır.  İbnü’l-Esîr’in     biriydi. Onun pek çok aklın kabul
                                      9
                 kütüb-i sitteyi cemettiği Câmiu’l-usûladlı   edemeyeceği acayip hallerini biliyorum.
                 eserini de Mısır’ın önde gelen emirlerinden   Bu kişinin yanında bulundum, nefsimde
                 Şerefeddin Yakub b. Muhammed el-            ve zevkimde onun bereketleri sebebiyle
                 Hezebânî el-Mevsılî’den 643-644/1245-1246   bir takım garip hadiseleri müşahede ettim.
                 yıllarında Kahire’de semâ yoluyla aldığı    Allah ondan razı olsun.
                 anlaşılmaktadır. 10


                 8 Ateş, agm., s. 157-158.
                 9 Mikâil Bayram, “Sadru’d-din Konevî Kütüphanesi ve Kitapları”, Marife, yıl 1, sayı 2, güz 2001, s. 186.
                 10  Muhammet  Yılmaz,  “Sadreddin  Konevî’nin  Huzurunda  Okunan  İbnü’l-Esîr’in  Câmiu’l-Usûl  adlı  Eserinin  Sema  Kayıtları”,
                 ÇÜİFD., yıl 2013, cilt 13, sayı 2, s. 7.
                 11 Ceran, a.g.e., s. 29-30. Konevî’nin Kadı Muhyiddined-Dimaşkî’ye yazdığı cevabî mektubu için bk. Konevî, İlahî Nefhalar, trc. E.
                 Demirli, İstanbul 2004, s. 283-285. İbnü’l-Arabî Kitâbü’l-İsrâ’ adlı eserini 630/1232-33 yılında Konevî’ye okutmuştur (Nihat Keklik,
                 Muhyiddîn İbnü’l-Arabî Hayatı ve Çevresi, İstanbul 1966, s. 168).
                 12 Konevî, İ‘câzü’l-Beyân, Haydarâbâd, 1310, s. 314-315. Konevî’nin ilk zikrettiği şeyh, hocası ve şeyhi olan İbnü’l-Arabî’dir. Kon-
                 evî kimliğini açıklamadığı için ikinci şeyhin kim olduğunu bilemiyoruz.







                                                            139
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146