Page 95 - Dârülmülk Konya Dergisi 2024 5. Sayı
P. 95
çalıştığımız gibi Konevî ve eserleri daha dar bir de münasebetleri gelişmişti. Saltanat kavgaları
elit zümre arasında bilinirdi denebilir. sırasında Anadolu Selçuklu beyleri arasında bir
nevi elçilik veya arabuluculuk görevi yüklendiğine
*
dair ifadelere rastlanmaktadır.
Bu makalede, aynı zaman diliminde ve aynı
şehirde yaşamış olan Sadreddin-i Konevî ile Sadreddin’in annesinin Selçuklu sarayına
Hz. Mevlânâ’nın karşılıklı münâsebetleri mensup olduğu nakledilir. Bu mensubiyetin
üzerinde durmak istiyoruz. Görebildiğimiz mahiyeti hakkında farklı rivayetler vardır. Bazı
kadarı ile, Mevlânâ’nın kendi eserlerinde menkıbelerde annesinin hükümdarın kız kardeşi
Sadreddin’le doğrudan ilgili beyanlara pek sık olduğu vurgulanır. Onun için söylenen “sultan
rastlanmamaktadır. Sadreddin-i Konevî’nin oğlu” ifadesi böyle menkıbelere dayanır. Bazı
eserlerinde de aynı durumun söz konusu menkıbelerde ise sultanın âzatlı câriyesi olduğu
olduğunu sanıyorum. Bunu da doğal karşılamak söylenir. Bununla birlikte Konevî’nin hayatının
lazım, çünkü ikisi aynı dönemde yaşamışlar, maddî çizgileri hakkında fazla bilgi yoktur.
kendi devirlerinde, sonraki zamanlarda Ancak Mevlevî kaynaklarında bazı mâlumata
ulaştıkları şöhrete sahip oldukları söylenemez. rastlanmaktadır. Ekrem Demirli’ye göre bu
Birinin yazdığını ötekinin görmesi de, matbaa menkıbeler özellikle Mevlevî kaynaklarında
olmadığından mümkün olmamıştır diye zikredilenler, Konevî’nin zâhidliği önemsemeyen
düşünüyorum. Tanışıklıkları ve dostlukları “mülûkâne” yaşantısı hakkındaki rivayetlere
yüz yüze görüşmek ve aynı şehirde yaşamaları kaynaklık etmiş olmalıdır. Biz de daha ziyade
itibariyle birbirleri hakkında duydukları haberler bu kaynaklara dayanarak Sadreddin-Mevlânâ
çerçevesinde gelişmiş olmalıdır. münasebetlerini incelemeye çalışacağız.
Mevlevî kaynakları içinde Sadreddin-i Konevî
hakkında en fazla bilgi Eflâkî’nin Menâkıbü’l- Soğukluk Günleri
ârifîn adlı eserinde yer alır. Biz de en çok ona
dayanarak bilgiler sunacağız. Bilindiği gibi Eflâkî On üçüncü asır Konya’sındaki bu iki mühim
onların belli bir şöhrete ulaşmalarını müteakip, simanın araları acaba nasıldı? Başlangıçta
yani dönemlerinden bir asır sonra yaşamıştır (v. Sadreddin ile Mevlânâ’nın arası iyi değildir,
761/1360). kendisi Mevlânâ’yı beğenmemekte, hatta inkâr
etmektedir. Görünüşe bakılırsa, muhâlefet
* günlerine ait olmak üzere Eflâkî şu hadiselere yer
Kaba çizgilerle ifade edersek Sadreddin-i verir:
Konevî, İbn-i Arabî’nin eğitimi altında Bir gün, Mevlânâ dostları ile birlikte Şeyh
yetişmiş, Anadolu’da onun fikirlerini yayan ve Sadreddin’in zâviyesine ziyarete giderler.
temsil eden en önemli şahsiyet olarak dikkati Zâviyeye yaklaştıkları zaman kapıdan çıkan bir
çekmiştir. Kendisi şer’î ve tasavvufî ilimlere vâkıf hizmetçi, “Şeyh zâviyede yoktur.” der. Böyle bir
olup, bilhassa Hadis öğretimi ile tanınmıştır. karşılama tavrına kızan Mevlânâ söylenmekten
Varlıklı idi, Selçuklu başkenti Konya’da kendini alamaz: “Sus be adam! Bir şey
önemli bir içtimaî mevkie sahipti. İlim ve fikir sorulmadan cevap verme. Şeyhin sana bu kadar
çevreleriyle olduğu kadar, idareci zümrelerle şeyi de mi öğretmedi?” der.
93