Page 22 - Dârülmülk Konya Dergisi 2025 8. Sayı
P. 22
eğitiminden sonra ailesiyle birlikte Dımeşk’e âlimlerden ders aldı hem de kendisi ders
yerleşti. Bu şehirde pek çok âlim yanında verdi. Kısa sürede, ilim ve irfan camiasında,
Tâceddin Tebrîzî’den ders aldı. Furû-i fıkh, Arap dili ve edebiyatı, furû-i fıkıh, usûl-i
usûl-i fıkh ve ilm-i belagat (meânî, beyân, fıkıh, kelâm, tefsir, tasavvuf erkânı ve
bediî) alanlarında şöhret kazandı. Dımeşk- âdâbı konularında dönemin en önemli
Kahire hattında etkinlikte bulundu. Pek çok otoritelerinden biri olarak tanındı. Bu
eser kaleme aldı. Eserlerinden dikkat çeken nedenle hem kâdılkudât hem de meşîhatu’ş-
ve oldukça yağın kullanılan, günümüze şuyûh olarak tayin edildi. Pek çok eser
de çokça nüshası gelen Dureru’l-bihâr fî kaleme almasının yanında bir sonraki neslin
mezâhibi’l-erbaʻati’l-ahyâr adlı çalışmasıdır. önemli âlimleri arasında sayılacak öğrenciler
Şemseddin Konevî, bu uğraşıları yanında, yetiştirdi. Alâeddin Konevî, hem bir âlim
at terbiyeciliği ve ticaretinde de tanındı; hem de bir ârif olarak İbn Teymiyye’ye saygı
savaş âletleri imali konusunda aranan duydu; yeri geldiğinde savundu; ayrıca başta
bir isimdi; ayrıca bostancılık yaptı. Tüm öğrencileri olmak üzere çevresindekilerin
bunları, yalnızca oyalayıcı ve dinlendirici İbn Teymiyye aleyhinde hakaretamiz
işler olarak görmedi; tersine sultanlardan konuşmalarını yasakladı. Öte yandan bizzat
ve yöneticilerden maaş ve yardım, hatta İbn Teymiyye’ye de affı için, tasavvufu
hediye almamak için bir geçim kaynağı toptan yargılayıcı ve mahkum edici fetvasını
olarak gördü. O kadar ki, at ticareti için geri çekmesini istedi.
Sayda ve Beyrut’a gidip-gelirdi. Bir gidişinde Alâeddin Konevî, el-Makkarî’nin (ö. 1632),
Beyrut’taki bir savaşa müdahil oldu ve Nefhu’t-tîb min ğusni’l-Endelusi’r-ratîb adlı
sahilde bir burç inşa etti. Hiçbir resmi eserinde belirttiği üzere, İbn Haldun’un
görevi kabul etmemesi, ayrıca yaşama hocası Muhammed Âbilî’nin hocaları,
tarzı, emr bi’l-maʻrûf ve nehy an el-munker İmâmeyn olarak da tanınan Ebû Musa b.
konusundaki hassasiyeti kendisini toplumun el-İmâm ve kardeşi Ebû Zeyd’in hocalığını
hemen her kesiminde saygın bir konuma yaptı. Her iki öğrenci de ‘akli kelamdaki yeni
yükseltti. Şemseddin Konevî, Osmanlı yöntemin mensubu’ Alâeddin Konevî’den ve
Devleti’yle de ilgilendi ve bu amaçla Celâleddin Kazvînî’den kelam tahsil ettiler:
İbn Arabî’ye nispet edilen eş-Şeceretu’n-
nuʻmâniyye fi’d-Devleti’l-Usmâniyye adlı eser يونقلا نيدلا ءلاع ىلع امهنم لك أرقو قرشملا ىلإ لاحر
üzerine bir Şerh kaleme aldı. يف ةديدجلا ةقيرطلا عابتأ نم امهو ؛ينيوزقلا نيدلا للاجو
يلقعلا ملاكلا
Söz konusu yüzyılda yaşamış Konevî
nisbesini taşıyan belki de en önemli isim “Doğu’ya seyahat ettiler. Her biri Alâeddin
bir Şâfiî olan Alâeddin Konevî’dir (ö. 1329). Konevî ve Celâleddin Kazvînî’den okudu.
Tam adı Ebu’l-Hasen Alâeddin Ali b. İsmail Bu ikisi, akli kelamdaki yeni yöntemin
el-Konevî el-Tebrîzî’dir. Tebrîzî nisbesi, mensubuydular.”
ailesinin kökenine ve geldiği yere işaret Makkarî’nin “akli kelamdaki yeni yöntem”
edebilir. 1270’de Konya’da doğdu ve ilk derken kastettiği Fahreddin Râzî kelamıdır.
eğitimini burada aldı. Dımeşk’e ve Kahire’ye Nitekim bilindiği üzere, İbn Haldun, 19
gitti. Her iki şehirde hem ileri gelen yaşındayken, hocasının gözetiminde, bir tür
20